(Şir’atü’l-islâm) şerhindeki hadîs-i şerîfde, (Ümmetimin yaptığı ibâdetlerin en kıymetlisi, Kur’ân-ı kerîmi, Mushafa bakarak okumaktır) buyuruldu. (Kitâbü’t-tibyân)da, (Kur’ân-ı kerîm okumanın en efdali, nemâzda okumakdır) buyuruldu. [Muhammed Ma’sûm hazretlerinin (Mektûbât)ının 3. cildi, 93. mektûbunda yazılı hadîs-i şerîfde, (Namâzda okunan Kur’ân, nemâz dışında okunan Kur’ândan dahâ hayırlıdır) buyuruldu. Bu hadîs-i şerîf, senedleri ile birlikte, (Hazînetü’l-esrâr)da da yazılıdır.] Hazret-i Alî “radıyallahü anh” buyurdu ki, (Namâzda ayakta iken okunan Kur’ânın her harfi için 100 sevâb verilir. Namâz dışında abdestli okuyunca, her harfi için 25 sevâb verilir. Abdestsiz okuyunca, 10 sevâb verilir. Yürürken ve iş yaparken okuyunca, dahâ az sevâb verilir.) Manâsını düşünerek bir âyet okumak, başka şey düşünerek, bütün Kur’ânı hatmetmekten dahâ çok sevâbdır. Son zamânlarda, hâfızların, Kur’ân-ı kerîmi tegannî ederek mûsikî perdelerine uyarak okumaları, çok çirkin bid’atdir. Çok günâhdır. Kur’ân-ı kerîmi, güzel ses ile, Allahdan korkarak ve hüzn ile okumalıdır.
Kerderî, (Bezzâziyye fetvâsı)nda diyor ki, (Tegannî ile, şarkı söyler gibi Kur’ân okuyana sevâb verilmez). Sûre veyâ âyet okumağa başlarken E’ûzü okumak vâcibdir. Fâtiha okumağa başlarken Besmele okumak da vâcibdir. Diğer sûrelere başlarken Besmele okumak sünnetdir. Hadîs-i şerîfde buyuruldu ki, (Kur’ân-ı kerîmi tecvîd bilgisine uyarak okuyunca, her harfine 20 sevâb verilir. Tecvîde uymazsa, 10 sevâb verilir). Bir âyeti ezberledikten sonra unutmak, en büyük günâhlardandır. (Kur’ân-ı kerîm okunan evden, Arşa kadar nûr yükselir) hadîs-i şerîfdir. Ebû Hüreyre “radıyallahü anh” buyurdu ki, (Kur’ân okunan eve, bereket, iyilik gelir. Melekler oraya toplanır. Şeytânlar oradan kaçar). Kur’ân-ı kerîmi dinlemek çok sevâbdır. Hadîs-i şerîfde, (İnsanın dinlediği bir âyet, kıyâmette kendine nûr olur) buyuruldu. Kur’ân-ı kerîm okumağı geçim vâsıtası yapmamalıdır. Hadîs-i şerîfde, (Kur’ân-ı kerîm okuyunca, Allahü teâlânın rızâsını ve Cenneti isteyiniz! Dünyâlık istemeyiniz! Bir zamân gelir ki, hâfızlar, Kur’ân-ı kerîmi, insanlara yaklaşmak için vâsıta yaparlar) buyuruldu.
(Şir’a)da diyor ki, (Kur’ân-ı kerîmi 40 günde hatm etmek, yanî başından sonuna kadar okumak müstehâbdır. 3 günden önce hatm etmek câiz değildir. Hatm sonunda yapılan düâ kabûl olur. Hatm düâsında bulunmağa çalışmalıdır. Hatm bitince, yeniden hatme başlamak niyeti ile Fâtiha okumalıdır. Hadîs-i şerîfde, (İnsanların en iyisi, hatmi bitirince, yeniden başlıyandır) buyruldu. (Kâdîhân), namâzda kırâati anlatırken diyor ki, Ramazânda ve başka zamânlarda cemâ’at ile hat.m duâsı yapmak mekrûhdur diyenler vardır. Sonra gelen âlimler ise iyi olur dedi. Buna mâni’ olmamalıdır.)
(Tenbîhü’l-gâfilîn)deki hadîs-i şerîfde, (Kur’ân-ı kerîm okuyanın ana-babası kâfir olsalar bile, azâbları hafîfler) buyuruldu. Haberde bildirildi ki: (Cennet derecelerinin sayısı, Kur’ân-ı kerîmin âyetlerinin sayısıncadır. Kur’ân-ı kerîmi hatm eden kimse, bütün derecelere kavuşur). (Künûzü’d-dekâık)da yazılı, Taberânî’nin ve İbni Hibbân’ın bildirdikleri hadîs-i şerîfde, (Kur’ân-ı kerîmi hatm edenin duâsı kabûl olunur) buyuruldu. (Kitâbü’t-tibyân)da diyor ki, (Kur’ân-ı kerîmin hatmedildiği yere rahmet yağar. Hatimden sonra duâ etmek müstehabdır.
Kur’ân-ı kerîm hatmolunurken toplanmak müstehabdır. Abdüllah ibni Abbâs hazretleri, hatim okuyan kimsenin yanında adamını bulundururdu. Hatim biteceği zamânı işitince, kendi de hâzır olurdu. Enes bin Mâlik hazretleri, hatm ettiği zamân, çoluk çocuğunu toplayıp düâ yapardı. Hatim bitince, ikincisine başlamak müstehabdır. Hadîs-i şerîfde, (İbâdetlerin en iyisi, hatim okuyup, bitince yenisine başlamaktır) buyuruldu). (Hazînet-ül-esrâr)daki hadîs-i şerîflerde, (Kur’ân-ı kerîmi hatmeden kimseye 60.000 melek hayr duâ eder) ve (Hatim duâsı yapılan yerde bulunan, ganîmet dağılırken bulunan kimse gibidir. Hatme başlanan yerde bulunan, cihâd eden kimse gibidir. İkisinde de bulunan, iki sevâba da kavuşur ve şeytânı rezîl eder) buyuruldu. Sa’d ibni Ebî Vakkâs buyurdu ki, (Bir kimse, gündüz hatim okursa, melekler ona akşama kadar düâ eder. Gece okunursa, sabâha kadar düâ ederler).
(Künûzü’d-dekâık)da yazılı, Deylemî’nin bildirdiği hadîs-i şerîfde, (Kur’ân-ı kerîmi tecvîde uygun okuyana şehîd sevâbı verilir) buyuruldu.
Görülüyor ki, her âyetini okumağa ayrı sevâblar vardır. Kur’ân-ı kerîmin hepsini hatmedene verilen sevâb, dahâ çokdur. Namâz kılmak, oruc tutmak ve Kur’ân-ı kerîm okumak ve zikretmek, yalnız bedenle yapılan ibâdet oldukları için bunları herkesin kendisi yapması lâzımdır. Başkasını vekîl edip yapdırmak câiz değildir. Bunun için (Behcetü’l-fetâvâ)da diyor ki, (Kur’ân-ı kerîmi Fâtihadan başlayıp Fil sûresine veyâ İhlâs sûresine kadar okuyup, sonra olan birkaç sûreyi başkasına emredip okutsa, o da birinciye vekîl olarak kalan sûreleri okursa, Kur’ân-ı kerîmi başından beri okumuş olan, (Hatim) okumuş olmaz. Bunlardan birisini dinleyen kimseler, hatm dinlemiş olmazlar. Hiçbiri hatim sevâbına kavuşamazlar). Okumuş olanlar, sevâbını, meyyitlerin rûhlarına ayrı ayrı hediye etseler veyâ birisi, hepsi için hediye etse, yanî hatm düâsı yapsa, okuyanlar da (Âmîn) deseler, âyetlerin sevâblarının toplamı, meyyitlere de verilir. Fekat, hatim için va’d olunan sevâba kavuşamazlar. Bir hatmi, yalnız bir kişinin okuması ve sevâbını, bunun bağışlaması lâzımdır. Meyyit için, çeşidli kimselerin sessiz olarak çeşitli cüz’ler okuyup, Kur’ân-ı kerîmi hatm etmeleri ve herbirinin okuduğunun sevâbını ölünün rûhuna göndermeleri veyâ birinin hepsi için hediyye etmesi, yanî hatim düâsını yapması, okuyanların da (Âmîn) demeleri câiz olur ve çok faydalı olur. Fakat, bu sûretle hatm sevâbı hâsıl olmaz. Hatmi bir kişinin okuması veyâ bir kişi, evvelce okumuş olduğu hatmin sevâbını hediye etmesi lâzımdır. Secde âyetini okumak da böyledir. (Dürr-ül-muhtâr) sâhibi “rahmetullahi teâlâ aleyh” diyor ki, (Birkaç kişiden herbiri, secde âyetinden birer kelime okusalar, bunu işitenlere tilâvet secdesi yapmak lâzım olmaz. Çünki, secde âyetini bir kişi okuyunca, bunu işitenlerin secde yapması vâcib olur). Çeşitli kimselerin okudukları kelimeler toplanarak, bir kişi bütün âyeti okumuş gibi yapılamaz. Çünki, Kur’ân-ı kerîm okumak için, kimse başkası yerine vekîl yapılamaz.
(Hülâsat-ül-fetâvâ) sâhibi “rahmetullahi teâlâ aleyh” diyor ki, (Kur’ân-ı kerîmin hatmi sonunda, ayrıca üç İhlâs okumağı, Irâk âlimleri iyi bulmamışlardır).
Tavsiye Yazı –> Tecvid Kaideleri
2 yorum