Sual: Kur’an-ı Kerimi kaç günde bir hatmetmelidir?
Cevap: Şiratü’l-İslam şerhinde bu mesele hakkında diyor ki;
40 gecede Kur’ân-ı kerîmi hatmetmek müstehabdır. Buradaki geceden murad, gündüzü ile beraber bütün gündür. Gece denilmesinin sebebi, Kur’ân-ı kerîmi yalnız gündüz değil, gece de okumak gerektiğini tenbîh içindir. 40 günde hatmin müstehab olmasının sebebi, 40 sayısının kemâli sebebiyledir. Başka sayılarda bu kemâl yoktur. Meselâ Resûlullah, Rabbinden hikâye ederek: «Âdem’in çamurunu kudret elimle 40 sabah yoğurdum» buyurmuştur.
Yine Resûlullah: «Sizden biriniz annesinin karnında nutfeden 40 günde bir araya gelir. Sonra bunun gibi alâka (kan pıhtısı) sonra mudga (et parçası) olur» buyurdu. Yine bir hadîs-i şerîfte: «Allah rızâsı için 40 sabah ihlâsla ibâdet eden kimsenin, kalbinden diline hikmet menba’ları açılır» buyurulmuştur. Kur’ân-ı kerîm hikmetlerin menba’ı olduğuna göre, okuyucu için de lâyık olan, ihlâslı olarak tertîl ile 40 günde hatmedip kalbine ve oradan da diline hikmet pınarlarını akıtmasıdır. Resûlullah (sallâllahü aleyhi ve sellem) Kur’ân-ı kerîmi her sene 1 defa hatmederdi. Vefat ettiği sene 2 defa hatmetmiştir. Resûlullah efendimiz, 1 senede hatmedince, 40 günde yapılan hatmin müstehab olması nasıl olur? denilirse; cevabında deriz ki: Kur’ân-ı kerîm Resûlullahın kalbinde başkalarından daha çok yerleşici, onun tefekkür ve tedebbürü daha olgun ve mükemmeldir.
Zahîrüddîn-i Merginânî Fetâvâ’sında: Kur’ân-ı kerîmi 1 senede hatmeden ondan ayrılmış olmaz demektedir. Ebû Hanîfe (rahmetullahi aleyh) de: «Kur’ân-ı kerîmi 1 senede 2 kere hatmeden hakkını edâ etmiş olur» buyurdu.
Resûlullah (sallâllahü aleyhi ve sellem) Kur’ân-ı kerîmi 3 günden az zamanda hatmetmeği nehy etti ve: «Kur’ân-ı kerîmi 3 günden az zamanda hatmeden dinde fakîh olamaz» buyurdu. Yanî bir kimse Kur’ân-ı kerîmi, mânasını tedebbür ve tefekkür ederek 1 gün 2 gecede hatmetmeğe gücü yetmez. Çünkü acele ile okumuş olur. Lâyık olan 3 veya daha çok gecede arzu, iştiyâk ve neşe ile mânasını düşünerek bitirmektir. Ehl-i basîret olan âriflerden bir kısmı, Kur’ân-ı kerîmi Cum’adan cum’aya hatmederlerdi.
Sahâbeden Osman bin Affân, Zeyd bin Sâbit, İbni Mes’ûd, Übeyy bin Kâ’b (radıyallahü anhüm) böyle yaparlardı. 1 ayda, 1 senede de hatm olur. 30 senede hatmini bitiremiyen kimseler de vardır. Bu miktarlar Kur’ân-ı kerîmi tedebbür ve derinliğine düşünme derecesine göre değişir. Büyükler hatimde kendilerini işçi yerine koyar; günlük, aylık, yıllık işçi olur derlerdi. İmâm Gazâlî (rahmetullahi aleyh) İhyâ kitâbında, kırâetin miktarını şöyle açıklamaktadır:
1) Amel yolunu tercih eden âbidler, haftada 2 hatim yapmalıdır.
2) Kalb amellerine meşgul olan sâlihler veya ilim yaymağa çalışanlar haftada 1 hatim yapmalıdır.
3) Mânasını düşünerek okuyanlar, fazla tekrar ve düşünmeye ihyadan olduğu için ayda 1 hatim yapmalıdır.
Haftada 1 hatim yapanların Kur’ân-ı kerîmi 7’ye taksim etmeleri Osman (radıyallahü anh) dan rivâyet edildiği şekilde şöyledir:
1) Cum’a gecesi: Bakara sûresinden Mâide sûresinin sonuna kadar.
2) Cum’a ertesi gecesi: En’âm sûresinden Hûd sûresinin sonuna kadar.
3) Pazar gecesi: Yûsuf sûresinden Meryem sûresinin sonuna kadar.
4) Pazartesi gecesi: Tâhâ sûresinden Tâ sîn mîm sûresinin sonuna kadar.
5) Salı gecesi: Ankebût sûresinden Sad sûresinin sonuna kadar.
6) Çarşamba gecesi: Tenzîl sûresinden Rahmân sûresinin sonuna kadar.
7) Perşembe gecesi: Vâkıa sûresinden Nâs sûresinin sonuna kadar.
Denildi ki, Kur’ân-ı kerîm 7 hizbe bölünmüştür. 1. hizbde 3 sûre, 2. hizbde 5 sûre, 3. hizbde 7 sûre, 4. hizbde 9. sûre, 5. hizbde 11 sûre, 6. hizbde, 13 sûre, 7. hizb ise Kaf sûresinden sonuna kadardır. Eshâb-ı kirâm da böylece Kur’ân-ı kerîmi 7’ye bölerek okurlardı. Bu hususda Resûl-i Ekrem’den de rivayetler vardır.
Kur’ân-ı kerîmin hatmini, kışın gecenin evvelinde yazın gündüzün evvelinde veya sonunda ehlini toplayarak onların arasında yapmak müstehabdır. Bazıları da akşamın veya sabahın 2 rek’at sünnetlerinde Kur’ân-ı kerîmi hatmetmeğe müstehab demişlerdir. Hatim duâsında bulunmayı ganimet bilmelidir. Orada yapılan duâ kabûl olur. Hadîs-i şerîfte: «Kur’ân-ı kerîm hatminde hâzır olan kimse, ganimet taksiminde bulunan kimse gibidir. Kur’ân-ı kerîmin başlangıcında bulunan kimse Allah yolundaki bir fetihde bulunmuş gibi olur» buyuruldu. Kur’ân-ı kerîmi hatmedince yenisine başlamalıdır. Böylece şeytan kahrolur, mağlûb edilmiş olur.
Hadîs-i şerîfde: «İnsanların en faziletlisi, Kur’ân-ı kerîmi hatmedip hemen yenisine başlayandır» buyuruldu. Fetâvâ-i Kadıhân ve başka kitablarda denildi ki: Hatim sonunda duâ etmeği, cemâat arasında ve Ramazan-ı şerîf ayında olmasını sonra gelen âlimler men etmediler, istihsân ettiler. 3 ihlâs sûresinin okunmasını da Irak âlimleri beğendiler. Ancak hatim farz namazların içinde yapılırsa, İhlâs sûresi tekrarlanmaz. Mekke ehlinin kırâetinde, Duhâ sûresinden Kur’ân-ı kerîmin sonuna kadar her sûrenin evvelinde tekbîr getirmek yanî Allahü ekber demek sünnettir. Bunun sebebi şöyledir: Bir zaman Resûluilah’a (sallâllahü aleyhi ve sellem) vahy gelmedi. Müşrikler: «Onu şeytanı terk etti, ayrıldı» dediler. Resûl-i ekrem üzüldü. Duhâ sûresi gelince tekbir getirerek vahy inmesine ferahlandı. Bunun üzerine Duhâ’dan sonraki sûrelerin başında tekbir getirmek sünnet, âdet olarak kaldı (Meâlimü’t-tenzîl).
Tavsiye Yazı –> Bir Müslüman Niçin Günah İşler?
Tavsiye Yazı –> Kötü Ahlaklı Kimseye İlim Öğretilir mi?