Vefât eden kimsenin bıraktığı malın kimlere verileceğini ve nasıl dağıtılacağını öğreten ilme, (İlm-i feraiz) denir. Allahü teâlânın Kurân-ı Kerîmde, en açık ve en geniş bildirdiği şey, meyyitten kalan mirasın nasıl dağıtılacağıdır. Burada yapılacak işlerin çoğu farz olarak emrolunduğu için, hepsine Feraiz (Farizalar) ilmi denilmiştir. Tezkire-i Kurtubi muhtasarında, İbni Mace ve Dare Kutni’nin “rahmetullahi teâlâ aleyhim ecma’în “bildirdikleri hadis-i şerifte, “Feraiz ilmini öğrenmeye çalışınız! Bu ilmi gençlere öğretiniz! Feraiz ilmi, din bilgisinin yarısı demektir. Ümmetimin en önce unutacağı, bırakacağı şey, bu ilim olacaktır” buyuruldu.
Dürrü’l-münteka sâhibi “rahmetullahi teâlâ aleyh” diyor ki: “Kaybolan kimse, hükmen öldü sayılır. Ana rahminde öldürülüp diyeti verilen cenin, takdiren ölü sayılır. Bu ikisinin de malları varislerine taksim edilir. Ölüm zamanında ana rahminde bulunan vâris, takdiren diri sayılır. Bu cenin, bir oğlan veya bir kız imiş gibi 2 türlü feraiz hesabı yapılıp, ikisinden hissesi çok olanı ayrılıp, geri kalan, diğer varislere taksim edilir. Bu cenin 2 seneden önce, diri olarak doğarsa, hemen ölse bile vâris olur ve ölünce miras bırakır.” İbni Âbidin’de ve Dürrü’l-münteka’da diyor ki “2 kardeşten biri Çin’de, diğeri Endülüs’te, aynı gün, güneş doğarken ölseler, Endülüs’te ölen, diğerine vâris olur. Çünkü, [Erd küresi garbdan şarka doğru döndüğü için], güneş şarkta daha önce doğmaktadır.”
1) Meyyitin bıraktığı maldan ve mülkten, sıra ile yıkama, kefenleme, defin masrafları ve sonra kul borçları ayrılıp verilir. Geriye kalan mal, mülk, piyasaya göre değerlendirilip, 3’e bölünür. Bir kısmı ile İslamiyete uygun olan vasiyetleri yerine getirilir. Diğer 2 kısım eşyanın, değerlerine göre kendileri veya satılıp paraları varislerine şöyle dağıtılır:
(1): Önce, Ashâb-ı feraiz denilen 12 kişiye, Kurân-ı Kerîmde bildirilen hakları verilir. Bu haklara, (Farz) adı da verilmiştir. Bunlardan 4’ü erkektir.
(2): Ashâb-ı feraizden artan mal, asabe denilen akrabadan meyyite en yakın olanına verilir. Asabelerin ismi sonra bildirilecektir. Asabe yok ise, bu artanlar da, Ashâb-ı feraize dağıtılır. Fakat, zevc ve zevceye, bu sefer verilmez.
(3): Ashâb-ı feraizden ve asabelerden kimse yok ise, zevil-erham denilen akrabaya verilir. Zevil-erham 5 sınıftır.
(4): Zevil-erhamdan da kimse yoksa, mevlel-muvâlât denilen adama verilir. [10 numaraya bakınız!] Bu da yok ise, kardeşimdir demesi gibi, bir vasıta ile soyu olduğunu söylediği, fakat o vasıtanın kabul etmediği kimseye verilir.
(5): Yukarıdaki varislerden hiçbiri yok ise, mirasın 3’te 2’si dahi, vasiyete harcanır. Vasiyeti de yok ise, meyyit zimmi olsa bile Beytülmal (devlet hazinesi) alır.
2) Ashâb-ı feraizi Kurân-ı Kerîm 6 sınıfa ayırmıştır: Her sınıfın hissesini [farzını] şöyle bildirmiştir:
NISF: Miras kalan maldan vasiyet edilen miktarı ayrıldıktan sonra, geriye kalanın yarısını, aşağıdaki 5 cins insandan biri alır. Şöyle ki ilk 4 cinsin birinden 1 kişi varsa, o ve zevc alır. Bu 4 cinsten ikisi bir arada bulunamaz.
Kızı: Meyyitin oğlu yok ise, kızı yarısını alır.
Oğlunun kızı: Çocuğu [yani oğlu ve kızı] ve oğlunun oğlu yok ise, yarısını alır.
Kız kardeşi: Meyyitin çocuğu, oğlunun çocuğu ve erkek kardeşi veya babası olmadığı zaman, yarısını alır.
Babadan kız kardeş: Kız kardeşi olmadığı vakit, onun yerine, yarısını alır.
Zevc: Meyyitin çocuğu veya oğlunun çocuğu olmadığı zaman yarım alır.
Bu 5 kimseden ilk 4’ü, kendi erkek kardeşi ile birlikte olunca, farzını alamaz. Yalnız asabe olur. Asabe olunca, erkek, kız kardeşinin 2 katını alır. Bu 4 cinsin birinden birden fazla bulunursa, nısf yerine Sülüsan alıp paylaşırlar.
RUBU: 4’te 1’ini alacak olanlardır. Bunlar 2 kimsedir:
Zevc: Çocuğu veya oğlunun çocuğu varsa, zevc 4’te 1 alır.
Zevce: Çocuğu veya oğlunun çocuğu olmadığı zaman rubu alır.
Zevc ve zevce, talak-ı ric’ide, kadının iddet zamanında, birbirlerine vâris olurlar.
SÜMÜN: 8’de 1’ini alacak olan, yalnız bir kimsedir.
Zevce: Çocuğu veya oğlunun çocuğu olduğu zaman 8’de 1 alır.
SÜLÜSAN, yani 3’te 2: Hissesi nısf olanlardan zevcden başka birinden, birden fazla olunca, 3’te 2’yi alıp aralarında müsavi olarak bölerler.
SÜLÜS, yani 3’te 1’ini 2 kimse alır:
Anası: Meyyitin çocuğu, oğlunun çocuğu veya her türlü kardeşten birden fazla yok ise, anası, 3’te1’ini alır.
Babası ve zevc veya zevcesi de varsa, anası, zevc veya zevceden ve babadan kalanın 3’te 1’ini alır. Baba yerine ced varsa, ana tekmil malın 3’te 1’ini alır.
Anadan kardeşler: Bunlara, (Benul-ahyaf) denir. 1’den fazla oldukları zaman,3’te 1’ini alıp aralarında paylaşırlar. Erkeği ve kadını hep aynı miktarda alır. Meyyitin çocuğu veya oğlunun çocuğu yahut babası, dedesi var ise, benul-ahyaf miras alamaz.
SÜDÜS, yani 6’da 1’ini 7 kimse alır:
Babası: Meyyitin çocuğu veya oğlunun çocuğu olduğu zaman, baba 6’da 1’ini alır.
Anası: Meyyitin çocuğu, oğlunun çocuğu veya her türlü kardeşten birden fazla varsa, anası 6’da 1’ini alır.
Sahih dede ve nineler: Meyyitin babası olmaz, oğlu varsa, ced ve ceddeler, 6’da 1 alır.
Oğlunun kızları: Meyyitin bir kızı ile birlikte bulundukları zaman, oğlunun kızları 6’da 1 alıp paylaşırlar.
Babadan kız kardeşi: Meyyitin bir kız kardeşi ile birlikte olduğu zaman, südüs alır.
Anadan kardeş: Anadan kız veya erkek kardeşi bir tane ise, südüs alır.
İhtar: Baba 6’da 1 aldığı zaman, önce baba südüs alıp, geri kalanın 3’te 1’ini ana alır. Ana olmazsa, nineler yine südüs alır. Ana yerine geçemeyip, sülüs alamazlar.
3) Erkek vâris 10 kişi olup 9’u asabedir. Zevc, asabe olamaz.
Baba: Meyyitin çocuğu veya oğlunun çocuğu yoksa, baba yalnız asabe olur. Kızı veya oğlunun kızı varsa, hem Ashâb-ı feraizden olur, hem de asabe olur. Oğlu veya oğlunun oğlu varsa, yalnız südüs alır.
Sahih ced: Meyyite ana taraflarından bağlı olmayan dedeler demektir. Meyyitin çocuğu ve babası bulunmazsa, baba yerine asabe olur. Oğlu bulunursa, baba yerine yalnız südüs alır. Baba varsa, hiç vâris olamaz.
Oğul: En kuvvetli asabe olup oğul bulunduğu zaman, diğer asabelerin hiçbiri asabe olamaz. Dünyaya gelecek çocuk varsa, oğul kabul edilerek hissesi ayrılır.
Oğlunun oğlu: Meyyitin oğlu bulunmadığı zaman, oğlunun oğlu, en kuvvetli asabe olur ve başka asabeler, asabe olamaz.
Birâder: Şakik, yalnız babadan, yalnız anadan birâder olmak üzere 3 türlüdür: Şakik, yani anadan ve babadan erkek kardeş, birâder veya baba bir birâder, meyyitin oğlu, oğlunun oğlu, babası ve dedeleri bulunmadığı zaman asabe olurlar.
Birâder oğlu, amca ve babadan amca veya babanın amcası ve bunların oğulları ve meyyit azad olmuş köle veya cariye ise, bunu azad eden adam, kendilerinden daha kuvvetli asabe bulunmazsa, sıra ile asabe olurlar.
Zevc: Yalnız Ashâb-ı feraizdendir. Asabe olmaz.
4) Kadın vâris 7 kişidir: Meyyitin kızı, oğlunun kızı, anası, sahih ceddeleri, 3 türlü kız kardeşi, zevcesi, meyyit azad olmuş köle veya cariye ise, bunu azad eden kadın. Birden fazla zevce bir farz alarak paylaşırlar.
5) Meyyitin kızı birden çok olursa, oğlunun kızları vâris olamaz. Fakat, oğlu olmayarak, oğlunun oğlu da bulunursa, oğlunun kızları, bununla birlikte asabe olarak, kızlardan artanı, oğlunun oğulları ile oğlunun kızları arasında, erkeğe 2 kat olarak taksim edilir. Oğul varsa, oğul çocukları vâris olamaz.
6) (Benul-ayan), yani şakikler, yani ana baba bir erkek kardeşler ve (Benul’allat), yani yalnız baba bir kardeşler; oğul, oğul oğlu, baba, dededen biri bulunduğu zaman vâris olamazlar.
Kız kardeşler; meyyitin kızı veya oğlunun kızı bulunduğu zaman veya kendi birâderi bulunduğu zaman, yalnız asabe olurlar. Oğul, oğlun oğlu veya baba varsa, vâris olamazlar.
Meyyitin şakikası, yani ana baba bir kız kardeşi birden fazla ise, babadan kızkardeşleri, yalnız iken vâris olamaz. Fakat, babadan birâderi de varsa, babadan kızkardeşleri asabe yaparlar ve meyyitin kız kardeşlerinden artan mal, baba bir kardeşler arasında, erkeğe 2 kat olmak üzere taksim edilir.
Babadan kız kardeşler; meyyitin kızı veya oğlunun kızı bulunduğu zaman veya kendi erkek kardeşi bulunduğu zaman, yalnız asabe olurlar ise de, meyyitin 2 kız kardeşi, oğul, oğlun oğlu veya baba varsa, vâris olamazlar. Meyyitin ana baba bir kardeşlerinin bulunması, anadan olan kardeşleri vâris olmaktan çıkarmaz. Yani benul-ahyaf, benul-ayan sebebi ile varislikten düşmez.
7) Meyyitin zevcesinden veya cariyesinden olan oğlu ve kızı, babası, anası, zevci ve zevcesi, mirastan hiç mahrum kalmaz. Bunlardan başka asabelerden, meyyite bir kişi ile bağlı olan kimse, bu kişi bulunduğu zaman, vâris olamaz. Meyyite yakın olanlar, uzak olanları mahrum bırakır. [Mesela, kız kardeş asabe olduğu zaman, amcası veya erkek kardeşin oğlu asabe olamaz.] Yalnız, ana bir kardeşler bundan müstesnadır. 2 yakınlığı olan, bir yakınlığı olanı mahrum eder. Mesela, baba bir birâderler, ana ve baba bir erkek kardeş bulununca, miras alamazlar. Baba bir kız kardeşler, asabe oldukları zaman, meyyitin erkek kardeşi bulununca, asabelikten düşerler. Bunun gibi, meyyitin kızı bulunduğu zaman, baba bir erkek kardeşi düşürür.
Ashâb-ı feraiz, bir sayfa önce yazılı olan şartlara göre, miras alabilir.
8) Ceddelerin, yani büyük annelerin hepsi, meyyitin anası bulunduğu zaman, mirastan düşerler. Baba tarafından olan ceddeler, baba bulunması ile de, düşerler. Fakat, ceddin bulunması ile düşmezler.
9) Köle, meyyiti öldüren, başka dinden olanlar ve mürtedler miras alamaz. [Şu hâlde, müslüman evladı olduğu hâlde, helale, harama, farzlara, mesela, namaza, gusül abdesti almaya ehemmiyet vermeyen, oruç tutmak istemeyen, günah işleyince pişman olmayan mürted olur, müslümandan miras alamaz.] Babası sâhip çıkmayan veled-i zina, babasına vâris olamaz. Halbuki müslümanın kâfire, kâfirin de müslümana mal vasiyet etmeleri câizdir.
10) Bir zimmi [yani gayrimüslim vatandaş] veya harbi [yani vatandaşımız olmayan kâfirler], bir müslümanın yardımı ile imana gelir ve bu müslümanı velî kabul ederse, yani onun emrine girerse ve bu müslüman da, bunun ile muvâlâtı kabul ederse, yani bunun borclarını ödemeyi kabul ederse, bu müslüman, onun (Mevlel-muvâlâtı) olur.
Arazi kanunu şerhinde, 5 çeşit toprak olduğu yazılıdır. Birincisi mülk olan topraklar idi. Bunların sâhibi vefât edince, toprak satılıp, parası ile sâhibinin borcu ödenebilir. Kalanın 3’te 1’inden vasiyeti yapılır. 3’te 2’si varislerine, mirasları miktarında verilir. 2. çeşit topraklar, Beytülmalın olan miri topraklardır. Bunlar, şahslara peşin para karşılığı, tapu senedi ile kiraya verilir. Alanın mülkü olmaz. Sâhibi ölünce, satılıp borcu ödenmez, vasiyeti yapılmaz. Varislerine miras olmaz. Başkasına kiraya verilir. Fakat, millete iyilik olmak için, sâhibinin miri toprağı, para karşılığı başkasına devir etmesi veya hediye etmesi ve ölünce, peşin para almadan çocuklarına devir olunması devletce kabul edilmişti. Tapunun, çocuklarına devir edilmesi miras olmayıp, devletin ihsanıdır. Varise mülk olmaz. Kira ile verilmiş olur. Kanunun 54. ve sonraki maddelerine göre, tapu sâhibi ölünce, toprak, erkek ve kız çocuklarına müsavi olarak verilir. Çocukları yok ise, torunlarına, bunlar da yok ise, babasına, baba da yok ise, anasına parasız verilir. Fakat, devir hakkı babaya veya anaya verilirken, 4’te 1’i zevc veya zevceye verilip, 4te 3’ü baba veya anaya verilir. Çocuk veya torun varken, zevc veya zevce, miri topraktan pay alamaz. Meyyitin torunları, çocukları ile birlikte eşit pay alırlar. Şimdi miri toprak kalmamış, herkesin mülkü olmuştur. Şimdi, miras gibi bölünmeleri lâzımdır. Berika ve Hadika kitaplarının sonuna bakınız!
Tavsiye Yazı –> İslam Hukukunda Vasiyet Hükümleri
Tavsiye Yazı –> Miras hesaplarına misaller
Tavsiye Yazı –> Zevil erham kimlerdir?
1 Yorum