Peygamber Efendimize, Kadir gecesi ne zamandır, diye sormuşlar. O da: “Ramazan-ı şerîfin birinci gecesi idi, geçti. Ramazan-ı şerîfin 27. gecesini ibâdetle geçir, o kadar sevâb alırsın” buyurdu. Yine buyurdu: “Son gece ibâdet eyle, kıyâmet için sana yeter.” Hazret-i Alî, Yâ Resûlallah, Kadir gecesi ne zamandır? dedi. “Geçti, sen 21. gece ibâdet et, onun sevâbını alırsın” buyurdu. Çünkü geçen sene, 21. gece, Kadir gecesi idi. Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) “Her kim geçen senenin Kadir gecesi olan geceyi ibâdetle geçirirse, Kadir gecesi sevâbına kavuşur” buyurmuştur.
Kadir gecesinin Ramazan-ı şerîf ayında bulunduğu muhakkaktır. Cebrâil aleyhisselâm Kur’ân-ı kerîmin hepsini Sefere ismindeki meleklere Kadir gecesinde getirdi ve lüzûm oldukça oradan azar azar Resûlullah’a indirdi. Bazıları da Kur’ân-ı kerîmin Ber’ât gecesinde indiğini, ondan sonra Kadir gecesinde Peygamber Efendimize geldiğini söylerler. Kadr, takdîr demektir. Takdîr Kadir gecesinde, hüküm ise, Ber’ât gecesindedir. Âlimlerin çoğu bu gecenin Ramazan-ı şerîfin 20’sinden sonra olduğunu söyledi. Peygamber Efendimiz buyurdu ki: “Kadir gecesini arayanlar, 27. geceye başvursunlar” onda ibâdet etsinler.
Leylet-ül kadr, arabcada 9 harftir. Sûrede 3 kere geçiyor. 3 kere 9, 27 etmektedir. Allahü teâlâ, bu sûrede Habîbine (sallallahü aleyhi ve sellem) “Ey Benim Peygamberim, sen Kadir gecesinin nasıl bir gece olduğunu ne bilirsin! O halde başkası ne bilir! Kadir gecesi bin aydan kıymetlidir” buyurdu. Peygamber Efendimiz, İsrâiloğullarından bir kimsenin silâhlarını kuşanıp Allah yolunda bin ay gaza ettiğini düşündü ve bunu eshâbına söyledi. Eshâbı, bizim o kadar ömrümüz yoktur, diye üzüldü. Bunun üzerine Allahü teâlâ, size verdiğim Kadir gecesi bin aydan kıymetlidir, buyurdu. O gün ve gecesi, ne sıcak, ne soğuk olur. Fırtına olmaz. Hava sâkin olur. Güneş doğarken şuâ’ı görünür. Ubeyd bin Amr der ki, 27. gece deryada idim. Denizin suyunu tattım. Bana tatlı geldi. Bu gece şeytan sabaha kadar vesvese veremez. Bu gece büyü te’sîr etmez. Yedi kat semâdaki melekler bu gece yere inip o gece ibâdet edenlere Hak teâlânın rahmetini saçarlar. Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurur: Sidret-ül müntehâ melekleri dolaşıp selâm verirler. Domuz eti yiyenlere, açık-saçık, boyalı gezenlere, şarab [içki] içenlere selâm vermezler. Rûh isminde bir melek de yeryüzüne iner. Melekler onu, yalnız bu gece görürler. O gece müslümanlara Allahü teâlânın rahmetini indirir. Şâyed o rahmet bir kâfire isâbet ederse, o sene müslüman olmakla şereflenir. O gece, Hak teâlânın izniyle, ölüler gelirler, rastladıkları kimselere selâm verirler. Fecir ağarıncaya kadar dururlar. Peygamberlere selâm gönderen Cenâb-ı Hak, müslümanlara da, Kadir gecesinde selâm söyler.
Peygamber Efendimiz buyurur. “Ramazân-ı şerîfin 27. gecesi, innâ enzelnâ sûresini okuyan, o gecenin sevâbına nâil olur. Kadir gecesi, her biri Besmeleli olmak üzere , 100 İhlâs okuyan 10 kere tam hac etmiş gibi olur”
Kadir gecesi duası: “Allahümme inneke afüvvün, kerîmün tuhıbb-ül afve fa’fü annî” (Ya Rabbi, sen affedicisin, kerîmsin, affı seversin, beni de affeyle)
Tavsiye Yazı –> Mübarek geceleri nasıl ihya etmeliyiz?