Sual: Dinimizde talak (boşanma) hükümleri nasıldır?
Cevap: Talak kelimesi, lügatte, bağlı bir şeyi çözmek demektir. Zevceyi boşamakta kullanılır. Yani, nikah bağını çözmektir. Boşanmak için konulmuş olan kelimeleri erkeğin zevcesine karşı söylemesi ile talak hâsıl olur. Bu kelimelerden birini söyler söylemez hâsıl olan ayırmaya talak-ı bain denir. İddet zamanı geçtikten sonra hâsıl olan talaka, talak-ı ric’i denir. Talak olması için, önce sahih olan nikahın bulunması lâzımdır. İslam nikahı bulunmayan 2 eş arasında talak olmaz. Fâsid nikahla evli olanın talak vermesi sahih olmaz. Ric’i olsun, bain olsun, 3’ten az olarak boşanmış kadın, iddet zamanında iken ve birinin irtidad etmesi ile olan feshte iddet zamanında iken, tekrar talak verilebilir. Fakat ebedî feshte, mesela üvey oğlunu şehvetle öpen kadın ayrılınca, tekrar talak yapılamaz.
Nimet-i İslam’da diyor ki (Zevc, vaty olunmuş zevcesinin yanında iken, ona hitaben, (Sen benden boş ol), (Ben seni boşadım), (Sen boşsun benden) gibi, (Sarih) açık olan, yani yalnız boşamakta kullanılan bir sözü, şaka olarak veya şaşırarak da söylediği ânda, yanında değil ise, mektup veya vekili ile bildirince, mânâsını bilmese dahi, bir talak-ı ric’i vaki olur. (Babanın evine git!), (Benden git, muradına er), (Örtün!), (Başını ört!), (Sen hürsün!), (Kendine koca ara!), (Cehenneme git!), (Sen bana hınzır gibisin), (Senin zevcin değilim), (Ben senden ayrıyım), (Sen benden bainsin) gibi, başka yerlerde de kullanılan sözü, boşamak niyeti ile söyleyince, veya (Sen bana haramsın) deyince, bir talak-ı bain vaki olur. Böyle, birkaç manada kullanılan kelimelere, (Kinaye) denir. Boşamak kelimesi sarihtir. Bırakmak, terk etmek kelimeleri, kinaye iseler de, boşamak için kullanılmaları adet olduğundan sarihtirler. Zevcesinin babasına, (Ben senin kızını istemem, kime ister ise varsın) derse ve zevcesi gezmek için izin istediğinde, (Ben seni ip ile bağlamadım. Boşsun, git) derse veya (Aramızda nikah yoktur) veya (Senden geçtim) veya (İstediğin yere gidersin. Bana avret olmazsın) veya (Sana 4 yol açıktır. Hangi yolu ister isen anı tut) veya (Var yıkıl git) veya (Artık ben seni istemem. Babanın evine git!), yahut (Seni boşamak istiyorum) gibi şeyler söylese, boşamak niyet etmedikçe, talak olmaz. (Şart olsun), (Dilediğini yap!) sözleri, boşamak mânâsına kullanılan yerlerde, zevcesine böyle söyleyince, niyet etmese dahi, bir bain talak olur. Zevcesine, anam, kızım, kardeşim demekle talak olmaz. (Şimdiden sonra anam yahut kız kardeşim ol) demek, bir talak-ı bain olur.
Vaty olunmuş zevceye sarih sözle yapılan talak, niyet etse dahi, çirkinlik, çokluk bildiren kelime eklenmedikçe bain olmaz. Ric’i talakta zevc, iddet zamanı içinde, söz ile veya filen, eski nikaha rücu edebilir. Yani, zevce istemese dahi, nikah yapmadan evliliğe devam eder. Şahit lazım olmaz ise de, 2 âdil şahite haber vermesi, müstehab olur. Ric’i talak iddeti zamanında zevc, zevcesinin odasına girebilir. Zevce süslenebilir. Bain talak iddetinde, zevcesinin odasına giremez. Zevce süslenemez. Yeniden nikah lâzımdır.
Ric’i veya bain talakta, aded söylemedikçe veya parmakları ile işaret etmedikçe, bir talak vaki olur. 3 veya fazla sayı söylerse, 3 talak ile boşamış olur. (Bedenimdeki kıllar adedince) veya (Denizdeki balıklar adedince) yahut (Gökteki yıldızlar kadar) deyince, talak-ı selase olur. Avucunun kılı kadar veya balık bulunmayan havuzu göstererek, (Şu havuzdaki balıklar adedince benden boş ol!) derse, bir talak-ı ric’i olur).
Talak veren erkeğin akıl, baliğ ve uyanık olması lâzımdır. Kölenin, sarhoşun, kâfirin, hastanın ve tehtid edilen kimsenin sözü ile veya mektubu ile talak vaki olur. Mektup zevcenin eline vardığı ânda, boş olur. Delinin, çocuğun, bunağın, baygının, uyuyanın ve hastalıkla ve kızarak dalgın olanın söylemesi ile talak olmaz. Kızarak dalgın olmak, söylediğini bilmemek demektir. Bu da 2 türlü olur: Mânâsını bilmeden, kasıt ve arzu etmeden söyleyince, talak vaki olmaz. Mânâsını bilerek ve istiyerek söyleyip, sonra söylediğini bilmemek, hatırlamamaktır. Bu sözünü 2 şahit işitip, sonra söylerlerse, talak vaki olur.
Hiç vaty veya halvet olunmamış zevce, bir kere boşanınca, bain olur. Zevcin buna hemen nısf mehr vermesi lazım olur ve iddet beklemez. Boşandığı gün bile başkası ile evlenebilir.
Fesh etmek ve eşlerden birinin mürted olması ile hakimin ayırması, talak değildir. Bunlar fesh olur.
Yaşlı, çirkin kadını boşamak mubahtır. Yani, günah değildir. Zevcine veya başkalarına dili ile hareketleri ile sıkıntı veren, herhangi bir farzı yapmayan, mesela farz namazları kılmayan, fuhuş şüphe olunan kadını boşamak müstehaptır. Farzı yapmayan kadını boşamamak günah değildir. Evlilik vazifesini yapamayan, mesela sihir yapılmış, cimadan âciz olan erkeğin zevcesi ayrılmak isterse, bunu boşaması vâcib olur. Zevceyi bidat üzere boşamak haramdır.
Hangi lisanda olursa olsun, yalnız boşamakta kullanılan sözlere, (Sarih) açık söz denir. Zevcesine karşı, (Seni boşadım), (Sen bana haramsın) gibi sarih söz söyleyince veya yazınca, niyet etmese bile bir talak olur. Birincisi ric’i, ikincisi bain olur. Erkek, başka şehirde olan zevcesine, (Mektubu alınca benden boş ol!) yazarsa, mektubu okuyunca boş olur. 2-3 derse veya demeyip niyet ederse, 2 veya 3 talak olur. Hem boşamada, hem başka yerde kullanılan sözlere, (Kinaye) söz denir. Kinaye söyleyince, boşamaya niyet etti ise veya öfkeli ise bir bain talak ile boşamış olur. Talak verirken, inşaallah eklerse, talak olmaz. Niyet etmekle, mehrini vermekle boş olmaz.
Boşamak, yalnız İslamiyetin izin verdiği sebeplerle olur. Böyle sebeple boşamakta sünnet, vaty olunmuş zevceye hayzdan temizlendiği zamanda, vatydan önce, bir talak vermektir. Yani, (Seni tatlik ettim) veya (Seni boşadım) denir. Veya yazılır. Niyet etmese, mânâsını bilmese de, bu açık söz ve yazı ile boşanır. Böyle boşayınca, bir (Ric’i talak) olur. Ric’i talakta nikah büsbütün bozulmaz. Bu kadını, 4 mezhepte de, iddet zamanı içinde, yeni bir nikaha lüzum olmadan tekrar alabilir. Tekrar almak için, Hanefi ve Mâlikî mezheplerinde, şahite lüzum olmadan, (Önceki nikaha rücu ettim), (Önceki nikaha döndüm) demesi yetişir. Yahut, önceki nikaha dönmek niyeti ile öpmesi veya vaty etmesi yahut şehvetle elinden tutması da yetişir. Nikah tazelenmiş olur. İmâm-ı Şâfiî ve Ahmed bin Hanbel “rahmetullahi teâlâ aleyhima” ise, 2 şahit yanında, (Önceki nikaha rücu ettim) demesi lâzımdır. Fakat, velînin bulunması ve izin vermesi lazım değildir, dedi.
Hür olan zevcesine, ric’i veya bain 3 talak verirse, yani başka başka 3 zamanda birer kere boşarsa veya bir defa, (3 kere boşadım) derse, eski nikah büsbütün bozulur. Bu kadını tekrar alabilmek için, hulle lazım olur. Bir kadın her nev’, iddet zamanı içinde, hiç kimse ile evlenemez. (Hulle) demek, kadın başka erkekle nikahlanıp, düğün olup vaty olup o erkek de boşayıp ve bundan sonra, tekrar iddet zamanı geçmek demektir. Ancak bundan sonra, 1. kocası ve ancak yeni bir nikah ile tekrar alabilir. Bu ise, bir erkek için zillettir, aşağılıktır. Allahü teâlâ, erkeklere boşamak hakkını verdi ise de, bu hakkı gelişi güzel kullanmamaları ve kadınlar, erkeklerin elinde oyuncak olmamaları için, erkeklere bu hulle zilletini yüklemiştir. Hulle korkusundan müslüman bir erkek, talak lafını ağzına bile alamaz. Aile arasında boşanmak lafı, şakası olamaz.
İbni Âbidin diyor ki (Hulle lazım olması için, 4 mezhepte de, zevc ile zevce arasındaki nikahın kendi mezhebine göre sahih olması lâzımdır. Fâsid olan nikahta, 3 kere boşayınca, 4 mezhepte de, hulle lazım olmaz. Mesela, nikah yapılırken, kızın velisi bulunmayıp yalnız kız kabul etmiş ise, yahut nikah kelimesi söylemeyip, mesela hibe ettim denilmiş ise, yahut 2 şahit fasık iseler, yani fasık oldukları biliniyorsa, Şâfiî mezhebi taklit edilir. Şâfiî mezhebine göre, bunların mevcûd nikahları fâsid olduğu için, talakları da sahih olmaz. Hulleye lüzum olmadan, Şâfiî mezhebine uygun olarak yeniden nikah yapmaları câiz olur. Şâfiî mezhebini taklite başladıkları ânda eski nikahları batıl olur. Şâfiî mezhebini taklite başlamadan önce nikahları batıl olmaz. Önceki evliliklerinin haram olmadığı ve mevcûd çocukları habis olmadıkları (Bezzaziye) fetvasında da yazılıdır. Nitekim, niyet etmeden aldığı abdest ile öğleyi kılan hanefinin namazı sahih olur. İkindiden sonra, Şâfiî mezhebini taklite başlarsa, niyet ederek yeniden abdest alması lazım olur ise de, öğle namazını kaza etmesi lazım olmaz).
Bir kimsenin, boşamayı ve köle azad etmeyi (Temlik) etmesi, yani mülke ve sebep-i mülke bağlaması, Hanefi ve Mâlikî mezheplerinde câizdir. İmâm-ı Şâfiî ve Ahmed bin Hanbel “rahmetullahi teâlâ aleyhima” ise, câiz değildir dedi.
Mecmua-i Zühdiyye kitabında diyor ki talak, ipi çözmek demektir. Bain olan talakta nikah derhal bozulur. Böyle boşanmada, erkek, iddet içinde nikahı tazeleyemez. Kadınla bir araya gelemez. Ric’i talakta nikah, iddet zamanı bitince bozulur. Zevc ve zevceden biri mürted olursa, nikah fesh olur ki buna talak denmez. İslamiyete uymayan, kötü huylu olan kadını boşamak câiz ise de, iyi kadını keyif için boşamayı, Allahü teâlâ beğenmez. Bir defada 3 kere talak vermeye, (Bidat talak) denir. Özürsüz 3 talakla boşamak haramdır. Her talakta iddet zamanı geçinceye kadar, erkeğin kadına nafaka [ev kirası, yiyecek, giyecek] vermesi farzdır. Bu zamanda, kadın başka erkekle evlenemez. Sarhoşun ve işkence ile cebr olunan kimsenin ve şaka olarak söyleyenin sözü ile de kadın boşanmış olur. Cebr ile yazdırılan talak mektubu ile vaki olan talaktan vazgeçilebilir. Sarhoş iken ve şaka olarak yazılan mektupla ise, boşanır. Şâfiî mezhebinde, sarhoşun sözü ile talak vaki olmaz.
Maraz-ı mevtinde iken zevcesini bain olarak boşarsa ve zevcesi bunu istemeyerek kabul edip mehr-i müeccelini alırsa, kadın iddet içinde iken hasta ölürse, kadın, bunun mirasına vâris olur. Fakat, talakı kadın istemiş olup ve bain olarak veya 3 talakla boşamış ise veya kadına, istediğini yapacağım deyip, o da, beni boşa demiş ise, iddet içinde ölse de, vâris olamaz.
Halvet olsun olmasın, hiç vaty olunmamış zevcesine, (Seni boşadım) derse veya vatydan sonra (Sen bain olarak boşsun) veya (Sen elbette boşsun), (Benden çok uzaksın) derse veya (Çirkin talak, şeytan talaki bidat talakı, en kötü talak, dağ gibi talak, şiddetli talak) ve benzerleri gibi çokluk bildiren kelimelerle boşarsa, bir (Talak-ı bain) ile boşamış olur. Bain, ayırıcı demektir. Bunları söylerken 2 veya 3 niyet ederse, 2 veya 3 kere, (3 kere boşsun) deyince, 3 kere bain boşamış olur. (Ben senden boşum) veya (Senden çok uzağım) demekle talak olmaz. Çünkü, kadına talak verilir. Yani nikah bağının kadına olan ucu çözülür, erkeğe olanı çözülmez. Fakat, (Ben senden bainim) veya (Sana haramım) der ve niyet ederse, bain boşamış olur.
(Ben sana zevc değilim) veya (Sen bana zevce değilsin) derse, yahut kadın (Sen bana zevc değilsin) deyip de, erkek (Evet) derse, talak niyeti yoksa, boş olmaz. (Senin zevcen var mı?) diye sorulunca (Yok) derse, talak olmaz. Fâsid olan nikahın talakı olmaz. O kadını, sonra sahih nikahla alabilir. Zevcesinin veya başkasının mal vermesi şartı ile boşamak câizdir ve talak-ı bain olur.
Tavsiye Yazı: Talak hakkı başkasına bırakılabilir mi?
Talakı bir sebebe bağlamak — Şart olan sebep, devamlı mevcûd olmamalı, yapılması ve yapılmaması câiz olmalıdır. Şartın, imkansız şey olmaması da lâzımdır. Mülk olmayan belli bir şey, şart olamaz. Mesela, bir kadına, (Seni nikah edersem, sen boşsun!) denemez. Çünkü, kadın henüz nikahında değildir.
(Nimet-i İslam)da diyor ki (Talakı şarta bağlamak, talak üzerine yemin etmek demektir. Şart hâsıl olmadıkça, talak vaki olmaz. (Rakı içersem zevcem boş olsun!) diyen, bir kere içince, zevcesi bir ric’i talak ile boş olur. Söylerken, bain olmasını niyet etmiş ise yahut, (İçersem helalim haram olsun) demiş ise, bain talak ile boş olur. (Filan işi işler isem [veya isen], benden 3 talak ile boş ol) deyince, bunun çaresi, zevcesine bir talak verip, iddet zamanı tamam olduktan sonra, o işi işlemek ve sonra onu tezvic etmektir. O işi tekrar yaparsa, talak vaki olmaz. (Her yaptığım zaman) derse, her yaptığında boş olur. Yahut, talaktan sonra yapmayıp, 2. nikahtan sonra yaparsa, yine boş olur. Şarta bağlı talak veren, bundan vazgeçemez.)
Mevkufat’da diyor ki: Talak 3 türlüdür. En iyisi, kadının temiz olduğu zamanda, cima yapmadan önce, bir talak verilir. İddet bitinceye kadar, bir daha verilmez. 3 kere boşamak için, iddet içindeki her 3 temizlikte, birer talak vermek sünnettir. Mâlikî mezhebinde, 3 kere boşamak da câiz değildir.
İbni Âbidin’de diyor ki (Bir temizlik içinde, bir sözle 3 kere veya ayrı ayrı 3 kere yahut bir sözle 2 kere veya ayrı ayrı 2 kere boşamak veya temizlik zamanında vatydan sonra veya hayız zamanında bir kere boşamak da bidattir. Yani haramdır. Hayız zamanında boşayan, günahtan kurtulmak için rücu etmeli, temizlenince, isterse tekrar boşamalıdır. Nifas da, hayız gibidir. Bain olarak boşamak her zaman bidattir. Hazret-i Ömer’in hilafetinden 2 sene geçinceye kadar, (3 kere boşadım) demekle bir talak olurdu. Fakat 3 talak olmaz diyen hiç yoktu. Ashâb-ı kirâmın ve Tabiînin çoğu ve din imamlarının hepsi, 3 talak olacağını bildirdiler. 3 talak vaki olacağını bildiren hadis-i şerifler, (Feth-ul-kadir)de yazılıdır. Hazret-i Ömer, 3 talak olacağını bildirdiği zaman, hiçbir sahabi itiraz etmedi. Bu da, bir talak olduğunu nesh eden hadis-i şerifi öğrendiklerini veya o hükmün o zaman için olduğunu bildiklerini göstermektedir. Bunun için, bir talak olur diyenlere ehemmiyet vermemelidir. Çünkü, bu iş ictihad yeri değildir. Hilaf olmuş ise de, ihtilaf yoktur).
3 talaktan aşağı olup bain olmayan boşamaya, (Talak-ı ric’i) denir. Boşarken şiddetli derse, bain derse, mal karşılığı boşarsa, (Talak-ı bain) olur. Ric’i olan talakta, iddet zamanı bitince, talak-ı bain olur. Yani, nikah bozulur. İddetten sonra, bu kadınla yeniden evlenebilir. İster ric’i, ister bain olsun, 3 defa boşanan ve iddet zamanı bitmiş olan kadını, hullesiz, tekrar almak câiz değildir. Hulle ile almak câizdir. Boşanmış bir kadını, hulle için başkasının alması tahrimen mekruhtur.
Mehr-i mislden az mehr ile evlenen kadını, velisi hakimle ayırabilir. Düğünden veya halvetten önce boşarsa veya kendi mürted olur veya zevcesinin anasını, kızını öperse, firkat olup kadına mehrin yarısını vermesi lazım olur. Kadının mürted olması veya üvey oğlunu şehvetle öpmesi gibi, zevcenin sebep olduğu ayrılmalarda, mehrin hepsi sâkıt olur. Vermiş ise, zevc hepsini geri alır.
İla — Zevcesine, 4 ay veya daha çok zaman veya zaman söylemeyerek, (Sana yaklaşmıyacağım) diye yemin etmektir. 4 ay içinde vaty olmazsa, bir talak-ı bain ile boşanırlar. 4 aydan az zaman için yemin edince, ilâ olmaz. 4 ay içinde, yemini bozarsa, zevcesi boş olmaz. Yemin kefareti verir. Bain olarak bir kere boş olan kadını, iddet bitince, yeniden nikah edebilir. Nikah ederse, ilâ da avdet eder. Böylece, 3. nikahta da, yeminini bozmazsa, kadın (Talak-ı selase) ile boş olup artık hullesiz alamaz.
Hul’ — Mal karşılığı boşamak olup câizdir. Mehrden çok istemek mekruhtur. Hul’ edince, bir bain talak vaki olur.
Zıhar — Erkeğin, zevcesini veya yüz, baş, ferc gibi bir uzvunu, mahreminin bakması haram olan yerine benzetmesidir. (Senin başın anâmin sırtı gibidir) demek veya (Sen bana teyzemin uyluğu gibisin) demek gibi. Kefaret yapmadıkça, zevcesine sarılması, öpmesi ve vaty haram olur. Zıhar kefareti, oruç kefareti gibidir.
Lian — Zevcesine, ey zani veya türkçesini söylese veya bu çocuk benden değildir derse, zevcesi hakimden lian isterse, hakim, lian yapılmasını emreder. Zevce, lian etmekten çekinirse, lian edinceye veya zevcin sözünü tasdik edinceye kadar habs olunur. Tasdik ederse, zevceye zina haddi vurulmaz. Zevc, sözünü geri alıncıya veya lian yapıncıya kadar habs olunur. Sözü geri alırsa, kazf haddi vurulur. Kazf haddi 80 sopadır. Lian yapmak için, önce erkek, (Sözüm doğrudur) diye yemin eder. 4 kere tekrar eder. Beşincisinde, (Yalan söylüyorsam, Allah’ın laneti benim üzerime olsun) der. Sonra kadın, 4 defa (Allah şahit olsun ki bu adam bana zani demekle, yalan söyledi) diye yemin eder. Beşincisinde, (Doğru söyledi ise, Allah’ın gazapı benim üzerime olsun) der. Sonra hakim, bunları bir talak-ı bain ile ayırır. Lian yapıldıktan sonra, adam sözünden dönerek veya başka bir afif kadını kazf ederek had vurulmadıkça, bu kadınla tekrar hiçbir zaman nikahlanamaz.
İddet — Talaktan veya feshten veya kocası öldükten sonra, vaty veya halvet olunmuş zevcenin yeniden evlenmesi haram olan zamandır. Hanefi ve Hanbeli mezheplerinde, ilk temizlik başından, 3. hayzın sonuna kadar olan zamandır. Şâfiî ve Mâlikî mezheplerinde, 3 temizlik geçinceye kadardır. Hayız görmiyorsa, talak için 3 ay, ölüm için 4 ay 10 gündür. İddetin sonu kadının yemin etmesi ile anlaşılır. Fakat 60 günden az olamaz. Hamile kadının iddeti, çocuğu olunca tamam olur. Bain talak ve ölüm iddetlerinde, kadın süslenmez ve koku sürünmez. Her çeşit iddette bulunan kadını nikahlamaya talib olunmaz. Talak iddetinde, gece ve gündüz evden çıkmaz. Evden çıkarsa nafaka alamaz. Ölüm iddetinde, nafaka verilmez. Kadın, zevcin evinde iddet bekler. Bain talakta, fasık zevc, eve sokulmaz. 3’ten az bain talakta iddetten sonra, yeni bir nikahla tekrar alabilir.
Hıtane — Ayrılıkta, çocuğu yetiştirmek, başkası ile evli olmayan ananın hakkıdır. Anadan sonra, anne anneye, sonra baba anneye verilir. Bundan sonra kız kardeşe, sonra teyzeye verilir. Çocuk kimde olursa olsun, nafakasını babası verir. Kadın fakir ise, çocukla birlikte yiyebilir. Babası yoksa, çocuğun malından sarf edilir. Malı da yoksa, kendilerinin teberru etmeleri vâcib olur. Malı olmayan yetim kıza, anası ücret ile halası parasız bakmak isterse, halasına verilir. Küçük kızı, başkası ile evli anası ve anasının teyzesi ve halası isteseler, hıtanesi için anasının teyzesine verilir. Oğlan 7 yaşına gelince, kız baliğa olunca, babasına zorla verilir. Babası yoksa, fasık olmayan asabeleri alabilir.
TENBİH — Erkek, nişan için gönderdiğim şeyler mehr idi derse, kadın ise, hediye idi derse, yenecek şeyler hediye olur. Başka şeyler, mehr olur. Kızın babasının veya akrabasının, nikaha veya kızı vermeye râzı olmaları için damattan istedikleri para veya mal, rüşvet olur. Damad, verdiklerini düğünden sonra, onlardan geri alabilir. Kendiliğinden düğün masrafı verirse, câiz olur. Verdiği, kız için sarf edilir. Bir kimse, kızına düğünlük verdiğini geri alamaz.
Evlenmek isteyen bir erkeğin, nikahın ehemmiyetini, nasıl yapılacağını, alacağı kızı seçerken nelere dikkat etmek lazım olduğunu ve zevcesine, çocuklarına ve akrabasına karşı vazifelerini, önceden öğrenmesi lâzımdır. Bunları öğrenmek için, Muhammed bin Kutubüddin İzniki’nin (Mürşid-ül-müteehhilin) ve (Mürşid-ün-nisa) kitaplarını okuması çok faydalıdır.
Zevceye karşı iyi huylu, güler yüzlü olmalı. Onun yanlış hareketlerine, akla uymayan sözlerine ve işlerine sabır etmelidir. Onunla tatlı konuşmalı. Onun seviyesine ve aklına uymalıdır. Onunla şakalaşmalı, oynamalıdır. Yemede, giyenmede, gücü yettiği kadar eli açık olmalıdır. Dinde, müslümanlıkta, kadınların bilmesi farz olan şeyleri, elbette öğretmeli, İslamiyete uyan, doğru din adamlarının yazmış olduğu ilmihal kitabı alıp, okutmalıdır. Çok zevcesi olan, aralarında adalet, eşitlik yapmalıdır. Bunların hepsi sünnettir. Zevcenin giyenmesinde, evden dışarı çıkmasında, çok sıkı davranmamalı ve başıboş da bırakmamalıdır. Kendini ve zevcesini şüpheye, iftirâya düşürecek hallerden sakınmaya çok önem vermelidir. Zevceyi, yabancı erkeklerin bulunduğu yerlere göndermemeli, yabancıları görmesine mâni olmalıdır. Ev işleri ile vakit geçirmesi, onun zevkı olmalıdır. Ona sert davranmamalıdır. Şaka olarak da, kızgın olunca da, hiçbir zaman boşamak, ayrılmak lafını ağza almamalı, bir defa daha evlenmek lafı etmemelidir.