Ebû Zerri’l-Gıfârî’nin Müslüman Olması

İnsanlar, birer-ikişer hidâyete kavuşuyor ve İslâm’ın nuru Mekke dışında da yayılarak âlemi aydınlatmaya başlıyordu. İslâm’ın doğuş haberi ve yayılışı karşısında, müşrikler engelleme yollarına baş vuruyorlardı. Nihâyet bu haber, Benî Gıfâr kabîlesine de ulaştı. Ebû Zerri’l-Gfârî bu haberi işitir işitmez kardeşi Üneys’i Mekke’ye gönderip, durumu araştırmasını istedi. Üneys, Mekke’ye gidip, Peygamber efendimizin meclisinde bulundu. Hayran kalarak…

252. Mektup

Bu Mektup büyük İslam alimi, II. bin senenin müceddidi İmâm-ı Rabbânî Ahmed Fârukî’nin oğlu Muhammed Mâ’sûm “rahime-hullahü teâlâ”nın, 3 cilt olan, fârisî (Mektûbât) kitabının III. cildinin 252. mektubudur. Veliden her an yayılan feyiz, nur, herkese istidadı kadar gelir. İstidad, Ehl-i sünnet itikadında olmak, bidatlardan sakınmak ve ahkâm-ı İslamiyeye uymaktır. İstidadı çok olana çok feyiz gelir.…

168. Mektup

Bu Mektup büyük İslam alimi, II. bin senenin müceddidi İmâm-ı Rabbânî Ahmed Fârukî’nin oğlu Muhammed Mâ’sûm “rahime-hullahü teâlâ”nın, 3 cilt olan, fârisî (Mektûbât) kitabının III. cildinin 168. mektubudur. Allahü teâlânın feyiz göndermesinde, kesinti, durmak yoktur. Feyizleri, bereketleri, nurları, devamlı olarak göndermektedir. [Maddi hayat için lazım olan kudreti, enerjiyi, güneşten gönderiyor. Manevi hayata lazım olan feyizleri,…

156. Mektup

Bu Mektup büyük İslam alimi, II. bin senenin müceddidi İmâm-ı Rabbânî Ahmed Fârukî’nin oğlu Muhammed Mâ’sûm “rahime-hullahü teâlâ”nın, 3 cilt olan, fârisî (Mektûbât) kitabının III. cildinin 156. mektubudur. Yazıklar olsun, ömür geçti. Bir hayırlı iş yapmadım. Dünyanın vefasız, yalancı olduğu, şimdi anlaşıldı. Hayatı, hayal oldu. Fitneleri, dertleri bitmedi. Ahbap, arkadaşlar, öldüler, gittiler. Bu halleri görüp…

154. Mektup

Bu Mektup büyük İslam alimi, II. bin senenin müceddidi İmâm-ı Rabbânî Ahmed Fârukî’nin oğlu Muhammed Mâ’sûm “rahime-hullahü teâlâ”nın, 3 cilt olan, fârisî (Mektûbât) kitabının III. cildinin 154. mektubudur. Allahü teâlâ, yüksek derecelere kavuştursun! Bunun için, parlak dine uymak, Muhammed aleyhisselâmın yolunda bulunmak lazımdır. Bu yolu gösteren üstadı sevmeli, ona tabi olmalıdır. Elem, derd geldiği zamanlarda…

153. Mektup

Bu Mektup büyük İslam alimi, II. bin senenin müceddidi İmâm-ı Rabbânî Ahmed Fârukî’nin oğlu Muhammed Mâ’sûm “rahime-hullahü teâlâ”nın, 3 cilt olan, fârisî (Mektûbât) kitabının III. cildinin 153. mektubudur. Ezelde takdir edilmiş olan şey, elbet vaki olacaktır. Rad sûresi 40. âyetinde meâlen, (Her vakit için, bir hüküm vardır) buyuruldu. Hak teâlâyı aramaya devam ediniz! Kokusunu duyduğunuz…

55. Mektup

Bu Mektup büyük İslam alimi, II. bin senenin müceddidi İmâm-ı Rabbânî Ahmed Fârukî’nin oğlu Muhammed Mâ’sûm “rahime-hullahü teâlâ”nın, 3 cilt olan, fârisî (Mektûbât) kitabının III. cildinin 55. mektubudur. Âl-i İmrân sûresi 28. âyetinde meâlen, “Müminler müminlerden başka, kâfirleri sevmesinler. Onları seven, Allahü teâlâyı sevmiş olmaz. Darülharbde, zaruret olunca, onlara dostluk göstermek caiz olur” buyuruldu. Tefsir-i…

34. Mektup

Bu Mektup büyük İslam alimi, II. bin senenin müceddidi İmâm-ı Rabbânî Ahmed Fârukî’nin oğlu Muhammed Mâ’sûm “rahime-hullahü teâlâ”nın, 3 cilt olan, fârisî (Mektûbât) kitabının III. cildinin 34. mektubudur. Büyüklerin yolundan ayrılmayınız! Talebeye ve misafirlere çok iyi hizmet ediniz! İslamiyete sıkı sarılınız! Resûlullahın sünnetine yapışınız! Bidatlerden sakınınız! Bidat sahipleri ile sohbet etmeyiniz. Onlardan kaçınız! Hadis-i şerifte,…

6. Mektup

Bu Mektup büyük İslam alimi, II. bin senenin müceddidi İmâm-ı Rabbânî Ahmed Fârukî’nin oğlu Muhammed Mâ’sûm “rahime-hullahü teâlâ”nın, 3 cilt olan, fârisî (Mektûbât) kitabının III. cildinin 6. mektubudur. Bu mektup, sultana nasihattır. Muaz bin Cebel diyor ki Resûlullah “sallallâhü teâlâ aleyhi ve sellem” elimden tuttu. Birkaç adım yürüdükten sonra, (Ya Muaz! Takva üzere ol. Hep…

83. Mektup

Muhammed Mâ’sûm hazretleri, 2.cildin 83. mektubunda, Mirza Muhammed Sâdıka, fârisî olarak buyuruyor ki: İki nimeti ve kaza ve kader meselesini şerh etmektedir. Bu iki nimete kavuşan kimsede, hiç zevk ve hâl bulunmasa, bunun için hiç üzülmemelidir. Bu iki nimetten birisi, dinin sâhibi olan Muhammed aleyhisselâma tâbi olmaktır. İkincisi, üstadını, mürşidini sevmektir. Bu iki nimet, insanı…