Fâtıma Binti Esed’in Vefâtı

İçki içmeyi haram kılan âyet-i kerîme de, hicretin 4. yılında indi. Uhud gazâsında yaralanıp sonra vefât eden Hazreti Ümmü Seleme’nin kocası, geriye bir kaç tane çocuk bırakmıştı. Ümmü Seleme vâlidemiz, yaşlı hâli ile güç durumda kalmıştı. Sevgili Peygamberimiz, ona çok acıyıp merhâmet buyurarak nikâhına almakla şereflendirdi. Yine bu yılda Zâtürrika’ gazâsı yapılarak, etrâftaki müşrik kabîleler…

Karzı Hasen Nedir?

Sual: Karz-ı hasen nedir? İslamiyette Karz-ı hasen hükümleri nelerdir? Cevap: Karz-ı hasen yâni ödünç vermek İslâmda bir ibâdet olarak kabul edilmiş olup, çok sevap olduğu bildirilmiştir. Çarşıda misli, yâni benzeri bulunan herşeyi, belirsiz bir zaman sonra, misli geri verilmek üzere vermeye, Karz-ı hasen denir. Ödünç vermek, îcâb ve kabul ile, “aldım, verdim” gibi sözleşme ile…

Benî Mustalık Gazâsı    

Hicretin 5. senesinde, Mustalıkoğullarının reîsi Haris bin Ebî Dırâr, Peygamber efendimizle çarpışmak için pek çok adam toplamıştı. Onları silâhlandırarak, Medîne üzerine yürüyecekti. Bu haber, sevgili Peygamberimize ulaşınca, hemen 700 kişilik bir birlik ile Mustalıkoğullarına karşı sefere çıkıldı. Müreysî kuyusu başında karargâh kuruldu, önce Mustalıkoğulları İslâm’a dâvet edildi. Kabûl etmeyerek, ok atıp savaşı başlattılar. Resûlullah efendimizin;…

Hendek Savaşı

Hicretin 5. yılı idi. Medîne-i münevvereden sürülen fitne ve fesat kaynağı Yahudi Nâdiroğulları, gruplara ayrılmış, bir kısmı Şam’a, bir kısmı da Hayber”e gitmişlerdi. Fakat, İslâm’a ve Peygamber efendimize olan kin ve intikam duyguları kalblerini bürümüştü. Reisleri Huyey, kavminin ileri gelenlerinden yanına topladığı 20 adamı ile Mekke’ye gitti. Ebû Süfyân ile görüşüp, sevgili Peygamberimizin mübârek vücûdunu…

Benî Kureyza Yahudileri

Resûl-i ekrem sallallahü aleyhi ve sellem efendimiz, Medîne-i münevvereye dönünce, Hazreti Aişe validemizin evine geldi. Silâhlarını ve zırhını çıkardı. Mübârek vücûdu tozlanmıştı. Yıkandı. O anda Hazreti Dıhye suretinde, üzerinde zırhı ve silâhları olduğu hâlde bir süvâri geldi. Bu Cebrâil aleyhisselâmdı. Peygamber efendimiz yanına vardığında; “Ey Allahü teâlânın Resûlü! Cenâb-ı Hak, Kureyzâ oğullarının üzerine hemen yürümeni…

Sad bin Muaz’ın Şehâdeti

Sa’d bin Mu’âz (radıyallahu anh), Benî Kureyzâ Yahudileri hakkındaki hükmü verdikten sonra, tekrar çadırına götürüldü. Yarası ağırlaşıp, durumu şiddetlenmişti. Peygamber efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem, yanına gelip, onu kucakladı ve; “Allah’ım! Sa’d, senin rızân için, senin yolunda cihâd etti. Resûlünü de tasdik etti. Ona kolaylık ihsân eyle…” buyurarak duâ etti. Sa’d bin Mu’âz hazretleri, sevgili…

Hudeybiye Barış Antlaşması

Hendek gazâsından sonra, İslâm Devleti’nin gücünü çevredeki kabîlelerin bir kısmı kabûl ettiler. Artık müslümanlarla dost geçinmenin, hattâ müslüman olmanın en isâbetli yol olacağını düşünmeye başladılar. Bâzıları, Peygamber efendimizin huzûruna gelip, müslüman olmakla şereflendiler. Âlemlerin efendisi sallallahü aleyhi ve sellem, dîn-i İslâm’ın yayılması için, Eshâbından birlikler teşkil ederek, çevre kabîleleri İslâm’a dâvete gönderdi. Bâzı kabîlelere bizzat…

Biat-i Rıdvan

Resûl-i ekrem efendimiz, Hudeybiye’de iken öteden beri Müslümanlarla dost olan Huzâa kabîlesinin reîsi Büdeyl, huzûra gelip, Kureyş ordusunun çevre kabîlelerinin de katılmasıyla Hudeybiye’de konduklarını, orduları dağılıncaya kadar çarpışmaya yemîn ettiklerini bildirdi. Bunun üzerine Peygamber efendimiz; “Biz, buraya hiç kimse ile çarpışmak için gelmiş değiliz. Ancak Umre yapmak, Kâbe-i muazzamayı tavâf ve zyâret etmek için gelmiş…

Peygamberimizin İslama Davet Mektupları

Hükümdarlara Gönderilen Mektuplar Nebiyy-i muhterem sallallahü aleyhi ve sellem, Hudeybiye’den döndükten sonra, İslâm’ın bütün dünyâya yayılmasını, insanların Cehennem azâbından kurtulup, hakîkî saâdete kavuşmasını arzu ediyordu. Zîrâ O, bütün âleme, rahmet olarak gönderilmişti. Bu sebeple, çevredeki hükümdârlara elçiler gönderip, İslâm’a dâvet etmeyi düşündüler. Dıhye-i Kelbî’yi, Rum; Amr bin Ümeyye’yi, Habeş; Hâtib bin Ebî Beltea’yı, Mısır hükümdârına…

Hayber’in Fethi

Nûrlu Medîne’de görünüşte Müslüman, hakîkatte münâfık olan Yahudiler bulunuyordu. Bunların içlerinde sihir yapmakla meşhûr, münâfık Lebîd bin A’sam isminde biri vardı. Yahudiler ona altın vererek; “Muhammed’in, kavmimizi Medîne’den sürüp çıkardığını ve erkeklerimizi nasıl öldürdüğü- nü bilirsin. O’na sihir yapıp cezâlandırmanı istiyoruz!” dediler. O da bunu kabûl edip, sevgili Peygamberimizin mübârek saçlarından ve tarağının dişlerinden elde…