Mushaf ve Dinî Kitap Satarak Geçinmek

Sual: Mushaf satmak caiz midir? Bir insan geçimini sağlamak için hat veya tezhible uğraşabilir mi? Dinî kitap satabilir mi? Caiz değil ise, kurbanlık satılması ya da imamlara maaş verilmesi de dinî ticarete âlet etmek değil midir? Cevap: Satılan Kur’an-ı kerim değil, kâğıt ve mürekkep ile emek ve nafaka karşılığıdır. Piyasada hediyesi kelimesi kullanmak edebdendir. Osmanlılarda da…

Rıza ile Mirastan Fazla Pay Almak

Sual: Bugün mirastan alacağımız pay, resmî hukuka göre bizim lehimize oluyor ise, mirasın dinî kaidelere göre değil de bu şekilde bölüştürülmesini istemek caiz midir? Cevap: Miras her zaman şer’î hükümlere göre paylaştırmalıdır. Tarafların hepsi razı olursa, diledikleri gibi de paylaşabilirler. Ancak varislerden biri bile razı olmazsa, ya da vârisler arasında küçük çocuk veya deli yahud gaip kimse…

Ka’b bin Eşrefin Öldürülmesi

Bedir gâlibiyeti ile Medîne’de bulunan Yahudi ve putperest müşriklerin kalblerine korku düştü. Bâzı Yahudiler, insafa gelip; “Sıfatlarını kitaplarımızda okuduğumuz zât mutlaka budur. Artık O’na karşı durmak mümkün olmaz. Zîrâ O, hep gâlip gelecektir” diyerek müslüman oldular. Bâzıları da; “Muhammed, harpten anlamayan Kureyşlilerle savaştı. Onun için gâlib geldi. Eğer bizimle cenk etseydi, O’na, harp nasıl yapılır,…

Benî Kaynukâ Yahudileri

Bir gün Benî Kaynukâ Yahudileri, bir müslüman hanımla alay etmek istemiş, bunu gören sahâbeden biri, derhal kılıcını çekip, o Yahudiyi öldürmüştü. Yahudiler de toplanıp, o mübârek sahâbîyi şehîd ettiler. Hâdise, Peygamber efendimize bildirildi. Resûl-i ekrem efendimiz, onları, Kaynukâ pazar yerinde toplayıp; “Ey Yahudi topluluğu! Siz, Allahü teâlânın Kureyş’e verdiği azâb gibi bir azaba yakalanmaktan korkunuz…

Uhud Savaşı

Mekkeli müşrikler, Bedir gazâsında uğradıkları bozgundan ders almadıkları gibi, bunun acısını da bir türlü unutamıyorlardı. Kureyş, ileri gelenlerinden bir çoğunu bu savaşta kaybetmişti. Ayrıca, Şam ticâret yolunun, müslümanların kontrolüne geçmesi, çileden çıkmalarına sebeb oluyordu. Ebû Süfyân’ın başkanlığındaki ticâret kervanı, Mekke’ye yüzde yüz kârla dönmüştü. Sermâyeye iştirak edenlerin çoğu, Bedir gazâsında öldüğünden, kervanın kârı Dârün-Nedve denilen,…

Hamrau’l Esed Seferi

Resûl-i ekrem sallallahü aleyhi ve sellem, Medîne’ye döndüğünde, müşriklerin her an geri dönüp Medîne’yi basabilecekleri ihtimâli olduğundan, tedbir aldı. Ertesi gün, yaralı oldukları hâlde, müslümanların dünkü harpten dolayı zayıf düşmediğini bildirmek, düşmana göz dağı vererek Medîne’ye tekrar dönmelerini önlemek için, Bilâl-i Habeşî’ye; “Resûlullah, size düşmanı takip etmeyi emrediyor! Dün, Uhud’da bizimle beraber çarpışmayanlar gelmeyecek, sâdece…

Reci’ Vakası Nasıl Oldu?

Uhud gazâsının has okçularından Âsım bin Sâbit hazretleri, bu gazâda müşriklerden Müsâf bin Talha ile kardeşi Hâris’i öldürmüştü. Anneleri çok kin gütmekle meşhur olan Sülâfe binti Sa’d, oğullarının ikisini öldüren Âsım bin Sâbit hazretlerinin başını getirene, 100 deve vereceğini vaad etti. Hazreti Âsım’ın kafatasında şarab içmeye and içti. Ayrıca Resûlullah efendimizin gönderdiği bir seriyyede, Abdullah…

Bir-i Maûne Vakası Nasıl Oldu?

Yine aynı yılın Safer ayında, Arabistan’ın Necd bölgesinde Âmiroğullarının reîsi Ebû Berâ Âmir bin Mâlik, Medîne’ye geldi. Resûl-i ekrem sallallahü aleyhi ve sellem efendimizi ziyâret etti. Peygamber efendimiz de, ona İslâmiyet’i anlatıp, müslüman olmasını tavsiye etti. Ebû Berâ müslüman olmadı, fakat İslâm’ın, güzel ve şerefli bir din olduğunu bildirdi. Ayrıca, Necd’de İslâm’ın yayılması için, Eshâb-ı…

İbni Teymiyye’nin Cehenneme Dâir Sözleri

Sual: İbni Teymiyye kâfirler ebediyen cehennemde kalmayacak deyince kâfir oluyor da, neden İmam-ı Azam ile “büyük günah işleyenin kâfir olacağını” tartışan “Bağdat’ın büyük âlimleri” kâfir olmuyor? Veya sofiyye-yi aliyye büyükleri Allahü teâlâ’nın sıfatları için Zât-ı ilahînin aynıdır diyerek niçin bid’at ehli olmuyorlar? Birisi hata edince bid’at ehli veya kâfir olduğuna hükmedildiği halde, başka bir âlim aynı…

Beni Nadir Yahudileri

Medine’deki yahûdî kabilelerinden biri. Beni Nâdirde, diğer Medine yahûdîleri gibi, islâm’a ve bilhassa sevgili Peygamberimize ziyadesiyle düşman idiler. Resûîullah efendimizin, peygamber olduğunu biliyorlar, fakat kendi kavimlerinden olmadığı için, bir türlü îmân etmiyorlardı. Hattâ Peygamber efendimizin doğumundan beri tuzak kurarak, mübarek vücûdunu ortadan kaldırmak için çalışıyorlardı. O’nu Allahü teâlânın, koruduğunu bir türlü, akıl edemiyor, zarar vermek…