Darülislam ve Darülharb Nedir?

Sual: Darülislam ve darülharb tabirleri dini kitaplar okurken sık karşımıza çıkıyor. Darülislam ve darülharb nedir? Cevap: Darülislam, İslâm memleketidir. İslâm dininin hükümlerinin kânun olarak tatbik edildiği yerdir. Yasama, yürütme ve yargı yetkisinin Müslümânların elinde olduğu, Müslümân devlet başkanının otoritesinin kabûl edildiği, siyâsî, ekonomik ve sosyal düzenlemelerin İslâm hukukuna göre yapıldığı ülke. Müslümanların hâkimiyetinde bulunan yerler…

Cihad ve Emri Marufa Dâir

Sual: Cihad ne demektir? Cihadı ferdler yapabilir mi? Düşman daha güçlü ise ne yapılır? Cevap: Cihad, insanların İslamiyeti işitmelerine ve müslüman olmalarına mâni olan zâlimleri, sömürücüleri ortadan kaldırarak, insanların müslüman olmakla şereflenmeleri için yahut müslümanlara saldıran kâfir, zalim ordularına karşı müslümanların mallarını, canlarını ve ırzlarını, namuslarını korumak için, can ile mal ile propaganda ile harp…

Adak Hakkında

Bir kimsenin, dileğinin, isteğinin yerine gelmesi veya bir bela ve musibetin giderilmesi maksadıyla, Allahü teala için; namaz kılmak, oruç tutmak, kurban kesmek gibi farz veya vacib cinsinden başlıbaşına ibadet olan bir şeyi yapmayı söz vermesi, vazife kabul etmesine adak (nezir) denir. Adak kelimesinin Arapça karşılığı nezrdir. Adağı yerine getirmek lazım olduğu, Kur’an-ı kerimde ve hadis-i…

Lukata Nedir?

Sual: Lukata nedir? İslam hukukunda lukata hükümleri nelerdir? Cevap: Bulunan sâhipsiz mal ve eşyâya lukata denir. Bir yerde bulunmuş olup, sâhibi bilinmeyen kayıp maldır. Câmi, hamam kapısına veya yol üzerine bırakılan çocuklara da “Lakit” denir. Fıkıh kitaplarında Kitâb-ül-Lukata başlığı altında lukatanın hükümleri düzenlenmiştir. Bu hükümler kıymetli fıkıh kitaplarında, İbn-i Âbidin, Bedâyi, Mecelle, Mevkûfât ve Türkçe Tam İlmihal Seâdet-i Ebediyye vs. geniş…

Mescid-i Dırâr 

Nihâyet sevgili Peygamberimiz ve kahraman Eshâbı, Bizanslıların gözünü korkutmuş, mukâvemetlerini kırmış olarak, nûrlu Medîne’ye yaklaşmışlardı. Kâinâtın sultânı, Medîne’ye çok yakın olan Zî-Evân denilen yerde, Eshâbına konaklamalarını emretti. Sahâbîler dinlenirken birkaç münâfık, sevgili Peygamberimize gelip, Mescid-i Dırâr’a teşrif etmesini istedi. Mescid-i Dırâr, Kubâ’da bulunuyordu. Resûlullah efendimiz, Medîne’ye hicreti esnâsında Kubâ’da yaptırdığı ilk mescidin karşısına münâfklar tarafından…

Hastalık ve Tedaviye Dâir

İsrâil kavmine peygamber olan hazret-i Mûsâ hastalandığında doktorlar ilâç kullanmasını söylemelerine rağmen; “Şifasını Allahü teâlâ verir. İlâç istemem.” dedi. Hastalığı uzadı ve ağırlaştı. “Bu hastalığın ilâcı meşhurdur ve tecrübe edilmiştir, az zamanda iyi olursunuz” dediler. İlâç kullanmamakta ısrar edince, hastalığı çoğaldı. Allahü teâlâ vahiy gönderip; “İlâç kullanmazsan, şifâ ihsân etmem.” buyurunca, ilâcı içti ve iyi oldu. Kalbine…

Müzik ve Teganniye Dâir

Güzel sanatların bir kolu denilen müzik, hisleri ve düşünceleri seslerle ve hareketlerle anlatmak sanatıdır. Müzik, düzenlenmiş ses ve harekettir. Seslerin melodi, armoni ve polifoni gibi şekillerde düzenlenmesidir. İlâhî dinler ve bunların bozulması ile meydana çıkan, eski Mısır, Çin ve Yunan inançları ve Buda, Berehmen kâfirleri, Cennette müzik olduğunu bildirmektedir. Hatta müzik kelimesi, yunanlıların büyük putları…

Fâize Dâir

Bir para alacaklısının, borçlusundan istediği ve ana paraya eklenmesi gereken para miktarına faiz denir. Kazanç getirmesi için yatırılan bir paranın yıllık olarak önceden belli olan, ana paranın üzerindeki fazlalık. Klâsik tanımıyla fâiz, ödünç para alanın, aldığı parayı kullanmadan dolayı ödünç verene ödediği fazla bedeldir. Târihin değişik devirlerinde, değişik şekilde uygulanan ve bütün dinlerce yasak edilen…

Kumara Dâir

(İbni Âbidîn), imâm seçimini anlatırken diyor ki, (Ahkâm-ı islâmiyyeye uygun olan şartlara müsâvî olarak mâlik olanlar arasından birini seçmek için, (Kur’a) yapılır). [Bir mekânın, bir malın, buna müşterek mâlik olan ortaklar arasında kur’â ile taksîm edileceğini de, (kısmet) bahsinde uzun bildirmekdedir. Kur’â çekmek câizdir ve sünnetdir. Mülk sâhiblerinin haklarının mikdârlarını değişdirmek veyâ ortaklardan birinin hakkını yok etmek yâhud hakkı olmıyana…