Ay’ın İkiye Ayrılması

Peygamber Efendimizin büyük mûcizelerinden biri de Ay’ın 2’ye ayrılmasıdır. Aralarında Ebû Cehl ve Velid bin Mugîre’nin de bulunduğu bir müşrik grubu, Resûl-i ekrem sallallahü aleyhi ve sellem efendimize; “Eğer, sen gerçekten peygambersen, Ay’ı yarısı Kuaykıan dağı, yarısı da Ebû Kubeys dağı üzerinde görünmek üzere 2’ye ayır!..” dediler. Resûlullah efendimiz de; “Eğer bunu yaparsam îmân eder…

Rabbim Size de Hidâyet Nasîbetsin!

Müşriklerin, müslümanlara uyguladıkları 3 senelik ablukanın sona ermesinden sonra, Necrân’dan bir grup Resûlullah efendimize geldi. Bunlar 20 kadar olup, Habeşistan’a hicret eden Eshâb-ı kirâmdan İslâmiyet’i işitmişler; İslâmiyet’i öğrenmek ve Peygamber efendimizi görmek saâdetine kavuşmak için Mekke’ye gelmişlerdi. Kâbe-i muazzamanın yanında Resûlullah efendimizle görüştüler. Pek çok sûaller sorarak, arzu ettiklerinden daha güzel ve mükemmel cevaplar aldılar.…

Hüzün Senesi

Peygamber efendimizin sallallahü aleyhi ve sellem büyük oğlu Kâsım 17 aylıkken vefât etmişti. Bu acı hâdiseden seneler sonra, diğer oğlu Abdullah da vefât etti. Resûlullah efendimizin mübârek gözlerinden yaşlar aktığı hâlde dağa dönüp; “Ey dağ! Benim başıma gelen şey, senin başına gelseydi, dayanamaz yıkılırdın!” buyurdular ve üzüntüsünü dile getirdiler. Hazreti Hadîce vâlidemizin; “Yâ Resûlallah! Onlar…

Hazreti Hatice Vâlidemizin Vefâtı

Resûlullah efendimizin dert ortağı, 24 senelik hayat arkadaşı olan mübârek Hazreti Hatice vâlidemiz de, dert ve üzüntülerle geçen 3 senelik muhâsaradan sonra, Hicret’ten 3 sene önce, Ramazan ayının başında, 65 yaşında vefât etti. Fahr-i Kâinât sallallahü aleyhi ve sellem efendimiz, Hazreti Hatice vâlidemizi kendi mübârek elleriyle defn eylediler. Onun ayrılığından, çok hüzünlendiler. Aynı sene içinde…

Eli Boynuna Yapıştı

Sevgili Peygamberimiz salllallahü aleyhi ve sellem, insanların en bahtiyârlarından olan Eshâbına, bir benzeri daha bulunmayan sohbetler ederek, onların kalplerini nûrlandırırdı. Gelen âyet-i kerîmeleri îzâh eder, anlatılmayan, anlaşılmayan hiçbir şey bırakmazdı. Bu arada müşriklerin de îmâna gelmesi için, toplandıkları yerlere gider, bıkmadan ve yılmadan îmâna dâvet ederdi. Bu duruma, Ebû Cehl ile Velîd bin Mugîre çok…

Taiflileri İmana Daveti  

Müşrikler Sevgili Peygamberimizden pek çok mûcizeler gördükleri hâlde inadlarından îmân etmiyorlar, üstelik müslüman olan çocuklarına, kardeşlerine, akrabâ ve arkadaşlarına eziyet ve zulümden geri kalmıyorlardı. Onların gittikçe şiddetlenen bu zulüm ve işkencelerine, sevgili Peygamberimiz çok üzüldüler. Mekke yakınlarında bulunan Tâif’e giderek, halkını İslâm’a dâvet etmeyi düşündüler. Bu sebeple, yanlarına Zeyd bin Hârise’yi alıp Tâife vardılar. Tâifin…

“Lâ ilâhe illallah” Diyerek Kurtulunuz

Habîb-i ekrem ve Nebiyy-i muhterem efendimiz, Mut’im bin Adî’nin himâyesinde Mekke’ye geldi. İnsanları hak yola dâvet etmeye devâm etti. Bu durum karşısında, müşrikler yine azıtıp eskisinden daha çok işkence ve zulüm yapmaya başladılar. Bunun üzerine Cenâb-ı Hak, peygamber efendimize, Kâbe’yi ziyâret mevsiminde, ziyârete gelen Arap kabîleleriyle görüşüp, onları İslâm’a dâvet etmesini emreyledi. Sevgili Peygamberimiz, bu…

Miraç

Sevgili peygamberimiz sallallahü aleyhi ve sellem bu şekilde gördüğü her kabîleye, İslâm’ı anlattı. Kendisini himâye edip, insanlara İslâm’ı tebliğ etmesinde yardımcı olmalarını istedi. Fakat hiç kimse ne müslüman oldu, ne de himâye etmeye yanaştı. Ayrıca hakâret, zulüm, işkence ve alay edip, yalanladılar. Âlemlerin efendisi çok yorgun, aç, susuz, üzüntülü ve pek hüzünlü idi. Gündüzleri böyle…

Peygamber Efendimizin Hicreti

Son Akabe bî’atıyla Medîne; müslümanlara, huzûr bulacakları ve sığınacakları bir yer olmuştu. İkinci Akabe bî’atını duyan Mekkeli müşriklerin tutumları, çok şiddetli ve pek tehlikeli bir hâl almıştı. Müslümanlar için Mekke’de kalmak tahammül edilemeyecek derecede idi. Peygamber efendimiz sAllallahü aleyhi ve selleme durumlarını arz ederek, hicret için müsaade istediler. Bir gün, sevgili Peygamberimiz, sevinçli bir hâlde…

Birinci Akabe Biati ve Medine’de Doğan Güneş

Müslüman olan 6 kişi Medine’ye kavimlerinin yanına dönünce, hemen İslâmiyet’ten ve Peygamberimizden anlatmaya; halkı, İslâm dinine girmeleri için dâvete başladılar. Bunda o kadar ileri gittiler ki; Medine’de, içinde Peygamberimizin ve İslâmiyet’in konuşulmadığı bir ev kalmadı. Böylece İslâmiyet, Hazrec kabilesi arasında yayıldığı gibi, Evs kabilesinden bâzı kimseler de müslüman oldular. Akabe’deki bu görüşmeden sonra, ertesi sene…