Eshâb-ı Kirâmın Eğitimi

Fahr-i kâinat sallallahü aleyhi ve sellem efendimiz, Eshâb-ı kirâmını yetiştirmek, olgunlaştırmak için, Mescid-i Nebî’de eşi benzeri bulunmayan sohbetler eder, Allahü teâlânın kendisine ihsan ettiği feyz ve bereketleri, onların kalblerine akıtırdı. Peygamber efendimizin sohbetine katılmak şerefine nail olanlar, daha ilk sohbette kalblerinde büyük bir değişiklik hisseder ve pek yüksek ilâhî mârifetlere kavuşurlardı. Bu sohbetlerin bereketiyle Eshâb-ı…

Eshâb-ı Suffe

Peygamber efendimiz, Mescid-i Nebî’nin kuzey duvarına hurma dallarıyla bir gölgelik yaptırdı. Burada Mekke’den hicret eden, malı-mülkü bulunmayan bekâr sahâbîlerin yatıp kalkmalarını emir buyurdu. Sayıları on ile dört yüz arasında değişen bu sahâbîler, Resûlullah efendimizin yanlarından hiç ayrılmaz ve sohbetlerinden hiç geri kalmazdı. Gece-gündüz Kur’ân-ı kerîm okurlar, ilim öğrenirler, hadîs-i şerîfleri hıfz ederlerdi. Günlerinin çoğunu oruç…

Cibrîl Hadîsi

Resûlullah efendimiz, Eshâbına, dînimizin emir ve yasaklarını inceden inceye anlatıyor, öğretiyorlardı, îmânın, İslâm’ın şartları, namaz, oruç, hac, zekâta âit bütün hükümler; âyet-i kerîmelerin tefsîrleri; haram ve helâl olan yiyecekler, giyecekler; yemin, adak, keffâretler, alış-veriş bilgileri; yeme-içme, giyinme, görüşme-konuşma, selâmlaşma âdâbı, komşuluk, akrabâlık ve dostluk münâsebetleri; evlenme, nafaka, verâset ve mîras hükümleri; dâvalar, cezalar, anlaşma ve…

Selmân-ı Fârisî’nin Müslüman Olması  

Gün geçtikçe İslâm’ın nûru yayılmaya, Resûlullah efendimizin mübârek ismi işitilince kalblerde yer tutmaya başladı. O’nun gelmesini hasretle bekleyen ilim ehli kimseler, arayış içinde ve heyecanla Medîne’ye koşarak, îmân etmekle şerefleniyorlardı. Bunlardan birisi de Selmân-ı Fârisî hazretleri idi. O, müslüman olmasını şöyle anlatmıştır: “Ben Fâris’in (İran), İsfehan şehrinin Cey köyündenim. Babam köyün en zengini olup, arazimiz…

Peygamberimizin Kurân-ı Kerim Okuyuşu

Peygamber Efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem Kur’ân-ı kerîmi öyle güzel, öyle tatlı ve te’sirli okurdu ki, O’nu dinleyen gayr-i müslimler de hayran kalırlardı. O’nu dinleyerek müslüman olanların sayısı çoktu. Hazreti Berâ bin Âzib anlattı ki: “Bir yatsı namazından sonra Resûlullah efendimizi, Tîn sûresini okurken dinlemiştim, öyle güzel okuyordu ki, sesi ve okuyuşu O’ndan daha mükemmel…

Ey Habîbîm! Mahzûn olma!..

Resûlullah efendimizin hicretinden önce, Medîne’de bulunan Hazrec kabîlesinin reisi Abdullah bin Übey, Medîne’ye hükümdar seçilecekti. Akabe bî’atları, daha sonra da hicret hâdisesiyle Evs ve Hazrec kabîlelerinin çoğu müslüman olunca, Abdullah bin Übey’in hükümdarlığı gerçekleşmedi. Bu sebeple Abdullah bin Übey, başta Peygamber efendimize ve Muhâcir olan Eshâb-ı kirâma, sonra Medîneli sahâbeye diş biliyor, fakat düşmanlığını açıkça…

İlk Yazılı Antlaşma

Hicretin 1. senesinde vukû bulan diğer bâzı olaylar Hicretin 1. senesinde, Ensâr’dan Es’ad bin Zürâre, Berâ bin Ma’rûr, Külsüm bin Hidm, Muhâcirlerden Osman bin Maz’ûn vefât etti. Kâfirlerle savaşa izin verildi. Ayrıca, Medîne’nin hava ve suyunun te’sirine dayanamayan Hazreti Ebû Bekr ile Bilâl-i Habeşî radıyallahü anh sıtma hastalığına tutuldular. Bunun üzerine Resûlullah sallallahü aleyhi ve…

Mescid-i Kıbleteyn

 Sevgili Peygamberimiz sallallahü aleyhi ve sellem, Medîne-i münevvereye hicret edeli on yedi ay geçmişti. Şimdiye kadar hep Kudüs-i şerîfdeki Beyt-i Makdis’e dönerek namazlarını kılarlardı. Bu sırada Yahudilerin; “Ne acâib iştir! Dîni bizden ayrı, fakat kıblesi bizim gibi!” diye söyledikleri, Re- sûlullah efendimize kadar geldi. Bu söylentilerden, kalbi şerifleri incindi. Bir gün Cebrâil aleyhisselâm geldiğinde, ona…

İlk Seriyyeler

Fahr-i kâinat sallallahü aleyhi ve sellem efendimiz, Medîne’nin asâyişini korumak, düşmanların durumunu kontrol etmek için seriyyeler yâni küçük askeri birlikler tertipledi. Bu seriyyelere katılanların sayısı, 5 ile 400 arasında değişirdi. Peygamber efendimizin katıldığı ve bizzat idare ettiği savaşlara da gazâ denirdi. Sevgili Peygamberimiz, düşmanın anî saldırılarını önlemek için, Medîne’ de nöbet tutma usûlünü koyarak, gerekli…

Bedir Savaşı

  Yapılan seriyyelerde, Eshâb-ı kirâmın başarılı olması, kâfirleri korkutmaya başladı. Artık kervanları kafileler hâlinde ve yanlarında askerlerle sefere çıkıyordu. Hicretin ikinci yılında, Mekkeli müşrikler her aileden sermâye alıp, bin develik bir kervanı Şam’a gönderdiler. Başlarında Mekke’nin ileri gelenlerinden Ebû Süfyân vardı ve henüz müslüman olmamıştı. Kervanı korumak için kırk kadar da muhafız vazifelendirilmişti!. Mallar satıldıktan…