Müjde! Müjde! Kâinatın Sultânı Geliyor!..

Peygamber efendimiz, Hazreti Ebû Bekr, Âmir bin Füheyre ve kılavuzları Abdullah bin Üreykıt, “Hicret’in birinci senesi Rebî’ul-evvel ayının sekizinde Pazartesi günü (Mîlâdî 622 yılı Eylül ayının 20. günü) kuşluk vakti “Kubâ” köyüne ulaştılar. Bugün, müslümanların Hicrî Şemsî yılının sene başı oldu. Külsüm bin Hidm isminde bir müslümanın evinde kaldılar. Burada ilk mescidi yaptılar. Kubâ vâdisinde…

Medine-i Münevvere Devri

Sevgili Peygamberimizin, bi’setin 13. yılı 12 Rebî’ulevvel’inde, mîlâdî 622 senesinde Medîne’ye hicreti ile on sene sürecek olan Medîne devri başladı. Peygamber efendimiz, Hâlid bin Zeyd Ebû Eyyûb el-Ensârî hazretlerinin evini teşrif edince, alt katta oturmayı tercih ettiler ve buraya yerleştiler. Böylece Kâinatın efendisini ağırlama ve evinde bulundurma şerefi bu Mübârek zâta nasîb oldu. Hazreti Hâlid…

Ensar ile Muhacirlerin Kardeş Olması

Peygamber efendimiz, Medîne-i münevverede daha sıkı bir bağlılığın te’sisi için, hicret eden Muhâcirleri ve onları evlerinde barındıran Ensârı birbirlerine kardeş yaptılar. Hazreti Ali en sona kalınca, unutuldum sanarak; “Yâ Resûlallah! Beni unuttunuz mu?” diye sormuştu, O zaman Âlemlerin efendisi; “Sen, dünyâda ve âhirette benim kardeşimsin” buyurmuştu. Bu kardeşlik maddî ve manevî yardımlaşma esâsına dayanıyordu. Böylece…

Mevdu Hadis Nedir?

Sual: Günümüzde pek çok ilahiyatçı hadis-i şerifller için mevdudur, uydurmadır gibi ifadeler kullanıyor. Bunlara ne cevap vermek lazım? Cevap: Dinde reformcular, İslamiyetin bir emrini yok etmek isteyince, son koz olarak hadis-i şeriflere saldırıyorlar. Bu emrin dayandığı hadis mevdudur diyorlar. Bu sözlerine de inandıramayacaklarını anlayınca, mevdu olmasa bile zayıf hadistir, zayıf hadisle hüküm verilmez diyorlar. Mesela,…

Fetave’l Haremeyn Kitabı

Hindistan’ın büyük âlimlerinden Ahmed Rıza han Berilevi, Fetavel-Haremeyn ismindeki fetva kitabında, 28 suale cevap vermektedir. Bu fetvaları, Ehl-i sünnet âlimlerinin beyanlarına tam uygundur. Bunlardan 10 adedi, teberrüken aşağıda bildirilmiştir: Sual 1: Hindistandaki ingiliz casusları, kendilerine (Neyaşıre) diyorlar. Cebrâil aleyhisselâmın ve meleklerin ve cinnin ve şeytanların ve göklerin ve miraç mucizesinin ve Cennetin ve Cehennemin var…

Zahiri İlimler Olmadan Da Olur Mu?

Sual: Bazı cahil tekke şeyhleri, yalancı, sahte tasavvufçular, İslamiyete uymayan hareketlerinden dolayı, kendilerine itiraz edilince, (Bunlar, ilim-i zahirde haramdır. Biz, ilim-i batın sahipleriyiz. Bizim için helaldırlar) diyor. Bu sözlerin hükmü nedir? Cevap: Böyle söylemek küfürdür. Böyle söyleyen ve işitip kabul eden kâfir olur. Tevil etmesi veya bilmeden söylemesi özür olmaz. İnce şeyleri bilmemek ancak özür…

Ashab-ı Kiram Bidat-i Haseneleri Niçin Yapmadı?

Sual: Ashâb-ı kirâm, Tabiin ve Tebei tabiin, müstehab ve vâcip olan bidat-i haseneleri niçin yapmadılar? Cevap: Bunların bir kısmına onların ihtiyaçları yoktu. Mesela, mektep yapmadılar, kitap yazmaya ihtiyaçları yoktu. Çünkü, âlimler, müctehidler çoktu. Herkes sorup, kolayca öğrenirdi. Paraları, malları da, büyük binalar, minareler yapacak kadar çok değildi. En mühim sebep de, onlar daha mühim işleri…

Her Yenilik Bidat Midir?

Sual: Peygamberimiz “sallallâhü aleyhi ve sellem”, (Bidatlerin hepsi dalalettir) buyurdu. Fıkıh âlimleri ise, bidatlerin bir kısmına dalalet, yani günah, bir kısmına mubah, bir kısmına müstehab, bir kısmına da vâcip dediler. Bu iki sözü birleştirmek nasıl olur? Cevap: Bidat sözünün 2 mânâsı vardır. Birincisi, lugat mânâsı olup umumidir. Lugat mânâsı ile adette olsun, ibadette olsun, her…

Bidat Nedir? Ne Değildir?

Sual: Bidat ne demektir? Cevap: Bidat, sünnete [yani, Muhammed aleyhisselâmın bildirdiği din bilgilerine] muhalif olan, ters düşen, din cahillerinin, boş kafalarından çıkan itikat ve amel ve sözler demektir. Allahü teâlâ, kullarını kendisine ibadet etmek için yarattı. İbadet, züll ve zillet demektir. Yani, insanın Rabbine, mabuduna, hakir olduğunu, âciz, muhtaç olduğunu göstermesidir. Bu da, her aklın,…

Doğruca Kitap ve Sünnetten Hüküm Çıkarılabilir mi?

Sual: Reşit Rıza’nın “Muhaverat” kitabında, dinde reformcu, 1. konuşmaya başlarken, (Faziletli, reformcu genç, müslümanları, saadete kavuşturmak için, sonradan ortaya çıkan taklit belasından kurtarmak, Kitaba, Sünnete ve Selefin yoluna sarılmalarını temin etmek istiyor. İlk zamanda koyun çobanları bile din bilgilerini doğruca Kitap ile Sünnetten alıyorlardı) diyor. Buna ne demek lazım? Cevap: Reşid Rıza’nın şu maskaralığına bakınız!…