Hanefi Mezhebinde Meselelerin Dereceleri

HANEFÎ MEZHEBİNDE MES’ELELERİN DERECELERİ VE ZÂHİR-ÜR-RİVÂYE KİTÂBLARI Hanefî mezhebi müctehidlerinin bildirdiği meseleler üç tabaka [derece] üzeredir. Birinci tabaka: (Usûl haberleri) olup, bunlara (zâhir haberler) de denir. Bunlar hanefî mezhebinin kurucusu olan imâm-ı a’zam Ebû Hanîfe’den ve talebeleri, imâm-ı Ebû Yûsüf ve imâm-ı Muhammed’den “rahmetullahi teâlâ aleyhim ecma’în” gelen haberlerdir. İmâm-ı Züfer, Hasen bin Ziyâd ile…

Fetva Tabirleri

FETVÂ TA’BÎRLERİ Şer’î meselelerin birbirine göre üstünlük derecelerinin bilinmesi için, fıkıh âlimleri tarafından husûsî işâretler ve tabîrler konulmuştur. Bunlar, “Aleyhil-fetvâ, fetvâ bunun üzerinedir”, “Ve bihî yüftâ, bununla fetvâ verilir”, “Ve bihî ne’huzü, bunu alırız”, “Aleyhil-i’timâd, i’timâd bunadır”, “Ve aleyhi amel-ül-yevm, bu gün bununla amel olunur”, “Ve aleyhi amel-ül-ümmeti, ümmetin ameli böyledir”, “Hüves-sahîh, sahîh olan budur,…

Kitabü’t-Taharet

1– KİTÂBÜT-TAHÂRET Tahâret ve tuhûr kelimeleri lugatde; pâk, nezâfet, yanî temiz ve temizlik manâsınadır. Tahâretin şerîatdeki manâsı ise, hadesden ve hubusdan yanî necâset-i hükmiyye ve necâset-i hakîkîyyeden temizlik manâsınadır. Hades; namâza ma’nî olan hükmî necâset olup, abdestsizlik ve cünüblükdür. Hubus ise, hakîkî necâsetdir. Ma’lûm olduğu üzere, din bilgileri, şu kısımlara ayrılır: İ’tikâd, âdâb, ibâdât, mu’âmelât…

Kitabü’s-Salat

2– KİTÂB-ÜS-SALÂT Bu bölümün tahâret bölümden sonra gelmesinin sebebi, yukarıda bildirildi. “Salât” kelimesi, lügatda duâ manâsınadır. Şerî’atdeki manâsı ise, belli rükünler ve belli işlerden ibâret bir ibâdet demektir. “Salât”, her gün 5 vakitte müslümânların kıldıkları namâz olup, her mükellef üzerine farz-ı ayndır. Mükellef demek, müslümân, akıllı ve bülûg çağına girmiş kimse demektir. A’mâ, kadın ve…

Kitabü’z-Zekat

3– KİTÂB-ÜZ-ZEKÂT “Zekât”, namâzdan sonra ibâdetlerin en efdalidir. Zekâtın Kur’ân-ı kerîmde 82 yerde namâz ile birlikde geçmesi, namâz ile zekât arasındaki çok kuvvetli irtibâtı göstermektedir. “Zekât”, temizlik ve artma manâsınadır. Bereket, medh, senâ-i cemîl ma’nâlarında da kullanılır. Şerî’atde ise, müslümân fakîre malın belli bir kısmını temlik etmek, vermek demektir. Âlimler, zekâta âit meseleleri ve hükümleri…

Alemlerin Rabbinin Mahbubu

Âlemlerin Rabbinin mahbubu Muhammeddir. Cismi pak, ismi Ahmed, alemlere rahmettir. Hulk-i azim sâhibi Levlake…. muhatabı, Menba-ı ilim, edep, feyiz, nur ve muhabbettir. Odur gerçek vasıta, Hak’lâ kul arasına, Sözü şifa ruhlara, adı gönül pasına. Odur hakiki tabib, meyus kalp hastasına, Değil kendi, ümmeti, meleklerden yüksektir. Bu en seçkin kuluna, Hak yardımcılar verdi, En sevdiği kulları…

Kitabü’s-Savm

4– KİTÂB-ÜS-SAVM “Savm”, yanî oruc dînin en büyük rükünlerindendir. “Savm” lügatda, imsâk-ı mutlak manâsınadır. Şerî’atde ise, şahsı mahsûsun niyet ederek, belli bir vakitde hakîkaten veyâ hükmen orucu bozan şeylerden sakınmasıdır. Şahs-ı mahsûs: İslâm diyârında bulunan müslümân, yâhud hayz ve nifâsdan temiz olan, orucun farz olduğunu bilen kimsedir. “Müftırât”, orucu bozan, yeme-içme ve diğer işlerdir. Âlimler,…

72 Bidat Fırkası Kimlerdir?

Sual: Meşhur 72 bidat fırkasının hangi fırkalar olduğu belli midir? Cevap: Türpüşti Risalesi’nin 3. babının 5. faslında buyuruluyor ki; Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, “Ümmetim 73 fırkaya ayrılır. Sevâd-ı a’zam dışında hepsi Cehennem ateşindedir” buyurunca, “Sevâd-ı a’zam nedir?” dediklerinde, “Benim ve Eshâbımın yoludur” buyurdu.[1] Kelâm âlimlerinden ve başka âlimlerden bir kısmı, dalâlet fırkalarını dar tutmuşlar,…

Kabir Ziyaretinin Faydaları Nelerdir?

Sual: Mezhepsizler, ölüden fayda ve zarar gelmez diyorlar. Vehhabilerin Fethu’l-mecid kitabının 299. sayfasında, “Allah, takvâ sâhibi olan mümin kullarının elinde kerâmet hâsıl eder. Onların duâsı veya sâlih amelleri ile kerâmet hâsıl olur” diyor. 500. sayfasında, “Peygamberden veya sâlih olan her müminden diri iken duâ istenebilir. Fakat, ölüden duâ istenmez. Ölüye duâ edilir” diyor. 208. sayfasında,…

Cenaze Nasıl Kefenlenir?

Sual: Cenaze nasıl tekfin edilir (kefenlenir)? Cevap: Aşağıdaki yazılar, Dürrü’l-muhtar kitabından ve bunun İbni Âbidin haşiyesinden tercüme edilmiştir: Cenaze, ölü, yani meyyit demektir. Bugün, içinde meyyit bulunan tabuta, cenaze diyoruz. Cinaze, teneşir tahtası demektir. Mevt, ölüm demektir. Ölümün yaklaştığına alâmet, ayakların gevşeyip uzaması, burnun kıvrılması, şakakların çukurlaşmasıdır. Böyle bir hasta, sağ yanı üzere yatırılıp, yüzü…