Tufeyl bin Amr’ın Müslüman Olması  

Peygamberimiz sallallahü aleyhi ve sellem Mekke’de İslâmiyet’i açıkça yaymaya başladığı yıllarda, gece-gündüz insanlara nasihat veriyor, onları, İslâm dînine dâvet ediyordu. Mekkeli müşrikler, Resûlullah efendimizin bu gayretlerini boşa çıkarmak için çabalıyorlardı. O’nun anlattıklarını kabul edip îmân edenlere, her türlü yalan, iftira ve işkenceyi reva görüyorlardı. Peygamber efendimizle görüşen, konuşan birini gördüler mi, hemen yanına varıyorlar, O’nu…

Panayırlarda Dâvet

Her sene çeşitli şehirlerdeki insanlar, belli günlerde Kâbe-i muazzamayı ziyâret etmek için Mekke’ye gelirlerdi. Peygamber efendimiz Muhammed aleyhisselam da gelenleri karşılayıp, her gruba İslâmiyet’i anlatır, Allahü teâlânın bir, kendisinin hak peygamber olduğunu ve kurtuluşun bunda bulunduğunu bildirirlerdi. Bir gün Velîd bin Mugîre, müşrikleri toplayıp; “Ey Kureyş cemâati! Yine Kâbe’yi ziyâret etme mevsimi geldi. Muhammed’in sesi,…

Müşriklerin Kur’ân-ı Kerîm Dinlemesi

Müşriklerin ileri gelenleri çeşitli hilelerle ve zulümle insanların îmân etmesine mâni oluyorlardı. Mekke halkını, Peygamber efendimiz Muhammed aleyhisselâmın okuduğu âyet-i kerîmeleri dinlemekten men ederlerdi. Kendileri ise, geceleri gizlice, Muhammed aleyhisselâmın bulunduğu evin yanına gelerek bir köşeye saklanıp dinlerlerdi. Sabah olup ortalık aydınlanmaya başlayınca, birbirinden habersiz, gece Kur’ân-ı kerîmi dinlemeye geldiklerini gören müşriklerin ileri gelenleri, birbirilerini…

Hâlid bin Sa’îd’in Îmânı

İslâm’a dâvetin ilk zamanlarında Hâlid bin Sa’îd bir rüya görmüştü. Rüyasında; Cehennem’in kenarında dururken, babası onu itip düşürmek istedi. Tam o sırada, Peygamberimizin, belinden yakalayıp, Cehennem’e düşmekten kendisini kurtardığını gördü. Feryâd ederek uyandı ve; “Vallahi bu rüya gerçektir” diye söylendi. Dışarı çıkınca, Hazreti Ebû Bekr’e rastlayıp rüyasını anlattı. Hazreti Ebû Bekr, ona; “Rüyan haktır, bu…

Mus’ab bin Umeyr’in Müslüman Olması  

Mus’ab, Kureyş’in asil ve zengin bir ailesine mensuptu. Peygamberimizin Mübârek sözlerini işitince, kalbinde büyük bir muhabbet hâsıl oldu. O’na kavuşmak arzusu ile yanıp tutuşuyordu. Sonunda Dârül Erkâm’a gitti ve müslüman oldu. Bunu duyan anne ve babası, ona da işkence etmeye başladılar Dîninden döndürmek için, evlerindeki mahzene hapsedip, günlerce aç ve susuz bıraktılar. Arabistan’ın yakıcı güneşi…

Habeşistan’a Hicret

Resûlullah efendimizin peygamberliğinin beşinci yılında, müşriklerin işkencelerine rağmen, müslümanların sayısı artmaya devam ediyordu. Fakat müşrikler de işkencelerini arttırıyor, ellerinden geleni yapıyorlardı. Peygamber efendimiz, Eshâbının dayanılmaz işkencelere uğramasına, ayaklarından iplerle develere bağlanıp, aksi istikâmetlere doğru çekilerek parçalatılmasına çok üzülüyordu. Bu işkenceler, her geçen gün daha da şiddetleniyor, merhamet dolu kalbi, bunlara tahammül edemiyordu. Bir gün Eshâb-ı…

Hazreti Hamza’nın Müslüman Olması

İslâmiyet’in sesi, her geçen gün kulaktan kulağa yayılıp, daha ötelere taşıyordu. Bu hal, Kureyşli müşrikleri çıldırtıyor, bütün gayretlere rağmen, İslamiyetin yayılmasına mâni olamıyorlardı. “Delâilü’n-Nübüvve” ve “Me’âricü’n_Nübüvve”de şöyle bildirildi: Müşriklerden, Velîd adında birinin bir putu vardı. Safâ tepesinde toplanırlar, bu puta ibadet ederlerdi. Bir gün, Peygamber efendimiz, onların yanına gitti ve müşrikleri îmâna dâvet etti. Kâfir…

Hazreti Ömer’in Müslüman Olması

İslâm dîni gün geçtikçe yayılıyor, Kur’ân-ı kerîmin nûru, rûhları aydınlatıyordu. Günahkâr insanlar, Allahü teâlânın ihsânı olarak îmân ediyor, hidâyete kavuşuyorlardı. Eshâb-ı kirâmdan olmakla şereflenen bu mübârek zevât; el ele, gönül gönüle veriyor, Resûlullah efendimizin etrâfında pervâne gibi dönüyorlardı. O’nun küçücük bir arzu ve işâretini büyük bir emir biliyor, yerine getirmek için yarışıyor, hâtta bu uğurda…

Habeşistan’a İkinci Hicret

Habeşistan’daki müslümanlar; “Mekke’de, müşriklerle müslümanlar anlaşma yapmışlar!” diye yanlış haber aldılar. Bunun üzerine “Bizim hicretimiz, yerimizi ve yurdumuzu terketmemiz, müşriklerin düşmanlığı yüzündendir. Artık onların düşmanlığı dostluğa çevrilmiştir. Öyle ise gidip, Resûl-i ekrem sallallahü aleyhi ve sellem efendimizin hizmetiyle şereflenelim” diye düşündüler. Bu sebeple Habeş hükümdârından izin alarak Mekke’ye geldiler. Fakat aldıkları haberin yanlış olduğunu öğrendiler.…

Hüzün Yılları ve Muhasara

Müşrikler, İslâm’ın kalblere nüfuzunu ve yayılmasını önlemek için durmadan çabalıyorlardı. Buna rağmen, her geçen gün müslümanlar biraz daha çoğalıyordu. Müslümanlara yapılan işkence ve zulümler, onları yollarından döndürmüyor, aksine birbirine daha çok sarılmalarına, kenetlenmelerine sebep oluyordu. Hiç birisi dininden dönmüyor, Resûlullah efendimizin uğrunda canlarını fedâ etmekten çekinmiyorlardı. Bunu işiten Mekke dışındaki kabilelerin merakları artıyor ve İslâm’ın…