Uykudan Uyanmak

UYKUDAN UYANMAK: Evde yalnız yatmamalı, kapının eşiğinde uyumamalı, elinde et, balık kokusu varken yatmamalı, etrafı duvarla çevrili olmıyan damda uyumamalıdır. Bu 4 şeyi yapana bir belâ gelirse, kendinden başkasını suçlamasın. Fecirden önce uyanmağa çalışmalıdır. Çünki yer 3 şeyden Allahü teâlâ’ya şikâyet eder : 1. Üzerinde, bir zânînin gusletmesinden, 2. Üzerinde, haksız yere akıtılan kandan, 3.…

Kaylule

KAYLÛLE : Kaylûle, yanî gün ortasında bir parça uyumak sünnettir. Ancak kaylûle yapacak olan gece kalkıp ibâdet eden olmalıdır. Kaylûlenin vakti, gündüzün ortası olup, güneşin tepe noktasına yaklaştığı zamandır. Hadîs-i şerîfde: «Gündüzün evvelinde uyumak aklı azaltır, ortasında uyumak peygamberlerin ve evliyânın güzel ahlâkındandır; gündüzün sonunda uyumak ise, tenbelliktir» buyuruldu. Boston’da diyor ki: Uyku üç kısımda…

Teheccüd

TEHECCÜD: Ebrârın sünnetinden, iyi âdetlerinden biri de teheccüddür. Teheccüd, geceleyin kalkmak demektir. Teheccüd olması için, önce uyuyup, sonra kalkmak şarttır. Geceleyin az uyuyan bu insanları, Allahü teâlâ Zâriyât sûresi 17. âyetinde: «Onlar geceden pek az bir zaman uyuyorlardı» buyurarak bildiriyor. Haberde geldi ki. Dâvud aleyhisselâm: «Yâ Rabbi, sana ibâdeti seviyorum; hangi vakitteki ibâdet daha kıymetlidir?»…

Rüyasını Anlatmak ve Tabir Ettirmek

Her gördüğü rü’yâyı değil, gördüğü iyi rü’yâları, bir âlime ve nasîhat ediciye anlatmak sünnettir. Mesâbîh şerhinde diyor ki: Sabahleyin kalkınca, zihnini dünya işleri ile meşgul etmeden, bir âlim veya nasîhat ediciye gidip, gördüğü rü’yâyı anlatmak müstehabdır. Peygamber efendimiz (sallâllahü aleyhi ve sellem): «Gördüğün rü’yâyı bir sevgili kula (velîye), yâhud bir akıllıya anlat» buyurdu. Bir rivâyette:…

Yolculuğun Sünnet ve Edepleri

Bir hadîs-i şerîfte: “Sefere çıkınız! Sıhhat ve zenginlik bulunuz” buyuruldu. Bir rivâyette: “Sefere çıkınız, rızkınız bol olur” buyuruldu. Bu hadîs-i şerîfin tevcîhinde, şefere çıkanınız, hareketle sıhhatli olur. Gördüğü şeylerden ibret alması bakımından dîni, îmânı kuvvetlenir. Yolculuk esnasında sohbetinde bulunduğu, görüştüğü şeyh ve âlimlerden istifâde ile de kazançlı olur buyuruldu. Bir hadîs-i şerîfte de: “Sefere çıkınız.…

Taun (Veba) Hastalığı

Yolculukta, sultânı veya idârecisi bulunmıyan beldeye girmez. Mütehassıs doktoru bulunmayan yere de uğramaz denildi. Tâun olan yere de girmez. Tâun, vebâdan ölmek mânasındadır. Muhtârü’s-sihah’da böyle diyor. Böylece, bir zorlama olmadan, aralarındaki fark anlaşılmış olur. Bunun, koltuk altlarında, parmaklarda ve bedenin diğer taraflarında çıkan ve etrafını siyah-yeşil veya kırmızı yapan yara ve çıbanlar olduğu söylenmiştir. Vebâ…

Dinimizde Hayvana Binme Adabı

Hayvana binerken ve inerken Allahü teâlâ’nın ismini anar, Besmele okur. Binerken Besmeleyi unutanın yanına şeytan biner ve ona, şarkı söyle der. Şarkı söylemekten hoşlanmıyorsa, boş ve bozuk düşünceler ile ona hayâl kur der. Ayağını hayvanın özengisine koyarken Bismillâh der. Hayvanın sırtına oturunca, Elhamdü lillâh der. Hayvan yürümeğe başlayınca: “Sübhânellezî sehhara lenâ hâzâ ve mâ künnâ…

İslamiyette Yol Arkadaşlığı

Yolculukta, kendine sâlih bir arkadaş arar. Fâsıkla yolculuk yapmaz. Bunun, için “önce arkadaş, sonra yol” denmiştir. Arkadaş, kendisine dîni bakımından yardım edici, unuttuğunu hatırlatıcı, hatırladığı zaman ona yardımcı olmalıdır. Çünki kişi, arkadaşının dîni üzeredir. İnsan, ancak arkadaşı ile tanınır. Peygamber efendimiz (sallâllahü aleyhi ve sellem) yalnız başına yolculuğa çıkmağı men etmiştir. En iyisi, 4 arkadaş…

Yolculuktan Dönme

Yolcu, işini, ihtiyâcını gördükten sonra, evine, ehline dönmekte acele eder. Çünki sefer, gurbet, ateşten bir parçadır. Çünki seferde, her türlü meşakkat ve zorluk vardır. “Sefer, sakardan (Cehennemden) bir parçadır” da denilmiştir. Seferden dönünce çoluk çocuğuna bir hediye getirir. Yanî yolculuktan gelenin çoluk çocuğuna, akrabasına yiyecek ve benzeri birşey getirmek sünnettir. Tabiî ki, imkânı nisbetinde birşey…

Sohbet ve Muaşere Edepleri

SOHBET VE MUAŞERET EDEBLERİ UZLET: İnsanlara nasihat ve şefkat ile davranmak sünnettir. Bu şekilde insanlar arasında bulunmak, insanlardan ayrılıp, nâfile ibâdetle meşgul olmaktan daha iyidir. Bununla beraber, din büyüklerinden bir kısmı uzlete çekilmeği, insanların arasına karışıp, onlarla sohbet etmemeği tercîh etmişlerdir: İbrâhim bin Edhem, Fudayl bin İyâd, Dâvud-i Tâî, Süleymân-ı Havvâs bunlardandır. Zîra Muâz bin…