Gusül Abdestine Dâir

Boy abdestine denir. Âkıl ve bâliğ olan kadın ve erkeğin, cinsî münâsebetten sonra veya rüyâda veya uyanıkken menî denilen sıvının şehvetle gelmesiyle, kadın ve kızların âdet ve lohusalıklarının bitiminde İslâm dîninin emrettiği şekilde, vücûdun tamâmını yıkamalarına denir. Cünüp olan her kadının ve erkeğin, hayızdan ve nifastan kurtulan kadınların, namaz vaktinin sonunda o namazı kılacak kadar…

Abdestin Dindeki Yeri Nedir?

Sual: Abdestin dindeki yeri nedir? Cevap: Namazın farzı 12 olup 7’si dışındadır. Yani, namaza başlamadan öncedir. Bunlara namazın şartları da denir ki şunlardır: Hadesten taharet, necasetten taharet, setr-i avret, istikbâl-i kıble, vakit, niyet, tahrime tekbîri. Her şeyin vücudu, yani var olması, bir işin yapılmasına bağlıdır. Bu bağlılık, 5 türlü olur: İş, bu şeyin mahiyetinin içinde…

Mürted-İrtidad (Dinden Çıkma)

Sual: Bir kimse mürted olsa, sonra tövbe etse, önceki ibadetlerinin vaziyeti nedir? Cevap: Önceki ibadetleri sahihtir. Ancak yeniden hac yapması gerekir. Önceki ibadetlerinin sevabı gider. Mürted iken kılmadığı namazları, tutmadığı oruçları kaza etmez; mürted olmadan evvel kazaya kalmış ibadetleri yerine getirmesi gerekir. İmam Şâfiî’ye göre, ibâdetlerinin sevabı da geri gelir.   Sual: İrtidad, süt hısımlığını…

Selamlaşmaya Dair

 Cemiyet hayâtında insanların birbirlerine, karşılıklı hürmet şekli. Selâm, bir insanın, karşılaştığı kimseye iyilik, sıhhat ve afiyet dilemesi, temenni etmesidir. İnsanlardaki güzel huylardan biri de, birbirlerine selâm vermeleri ve almalarıdır. Selâmlaşmak, insanlar arasında düşmanlığa sebep olan kızgınlık ve dargınlık, nefret ve kin gütmek vs. gibi kötü huyları yok eder. Karşılıklı hürmet, saygı ve sevginin doğmasını temin…

Nafile İbadetlere Dâir

İbni Âbidîn “rahmetullahi aleyh” abdestin sünnetlerini anlatırken, buyuruyor ki, (Meşrû’ât, yanî ibâdetler, yanî müslümânlara yapılması emr olunan şeyler, dört kısımdır: Farz, vâcib, sünnet, nâfile. Allahü teâlânın açık olarak bildirdiği emrlerine (Farz) denir. Açık olmayıp, zan ederek anlaşılan emirlerine (Vâcib) denir. Farz veyâ vâcib olmayıp, Resûlullahın “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” kendiliğinden emr etdiği veyâ yapdığı ibâdetlere (Sünnet) denir. Bunları…

Cinlere Nasıl İnanmalıyız?

Sual: Cin nedir? Cinlere nasıl inanmalıyız? Cevap: Her şekle girebilen, ateşin alev kısmından yaratılmış, gözle görülmeyen mahlûklar. Lügatta cin, cinnet, cinân, cennet, cenân ve cenin gibi Arapçada (C, N) harfinden meydana gelen kelimeler “örtülü” demektir. Cennet denilen yer, meyveler, çiçekler, güzel kokularla örtülü olduğundan, bu isim verilmiştir. Delilere, mecnûn denilmesi de, aklı örtülü olduğundandır. Cin…

Kur’an-ı Kerim Okumaya Dâir

(Şir’atü’l-islâm) şerhindeki hadîs-i şerîfde, (Ümmetimin yaptığı ibâdetlerin en kıymetlisi, Kur’ân-ı kerîmi, Mushafa bakarak okumaktır) buyuruldu. (Kitâbü’t-tibyân)da, (Kur’ân-ı kerîm okumanın en efdali, nemâzda okumakdır) buyuruldu. [Muhammed Ma’sûm hazretlerinin (Mektûbât)ının 3. cildi, 93. mektûbunda yazılı hadîs-i şerîfde, (Namâzda okunan Kur’ân, nemâz dışında okunan Kur’ândan dahâ hayırlıdır) buyuruldu. Bu hadîs-i şerîf, senedleri ile birlikte, (Hazînetü’l-esrâr)da da yazılıdır.] Hazret-i Alî “radıyallahü anh”…

Câmi Âdâbına Dâir

İbadet yapmak için, toplanılan yerlere (Mabed) veya (İbadethane) denir. Yahudilerin mabedlerine (Sinagog) ve (Havra) denir. Hıristiyanların mabedine (Kilise) ve (Bia) veya (Savmea) denir. Müslümanların mabedine (Mescid) ve (Câmi) denir. Mabedlerde ibâdet yapılması ve dinlerin emirleri, yasakları, öğretilir. Şimdi mabedlerde konuşan vazifeliler iki şey üzerinde durmaktadırlar: 1) Parlak, yaldızlı sözlerle, acıklı hikayelerle, nağmeli hazin okumalarla, hatta…

Muhammed Aleyhisselâmın Şefaati

Resûl-i ekrem efendimiz, kıyamet gününde ümmetine şefaat edecek, onları sıkıntı ve üzüntüden kurtaracaktır. Bir hadîs-i şerîfinde buyurdular ki: “Ümmetimin yarısının Cennet’e girmesiyle şefaat arasında muhayyer kılındım. Ben şefaati tercih ettim. Çünkü o daha şümullüdür. Onu, yalnız takvaya erenler için sanmayın, o, aynı zamanda hataya düşen günahkarlar içindir de… “ Ebû Hüreyre hazretlerinin rivâyet ettiği hadîs-i…