93. Mektup

Bu mektup, İskender Han-i Lodi’ye yazılmıştır. Her ân Allahü teâlâyı zikretmek lazım olduğu bildirilmektedir: Beş vakit namazı cemaat ile kıldıktan ve bunların sünnetlerini de kıldıktan sonra, bütün vakitlerinde Allahü teâlâyı zikretmek, hatırlamak lâzımdır. Kalpte başka hiçbir şeye yer vermemelidir. Yerken, içerken, uyurken, gelirken, giderken hep zikir yapmalıdır. Zikrin nasıl yapılacağını öğrenmiş idiniz. Öğrendiğiniz gibi yapınız!…

94. Mektup

Bu mektup, Hızır Han-ı Lodi’ye yazılmıştır. Herkese îtikadı düzeltmek ve amel etmek lazım olduğu, hakikat alemine bu iki kanat ile uçulabileceği bildirilmektedir: Hak teâlâ hazretleri, Muhammed Mustafanın dini caddesinde bulundursun “alâ sâhibihessalâtü vesselâmü vettehıye”! Herkese önce lazım olan şey, Ehl-i sünnet vel-cemaat âlimlerinin anladıklarına ve bildirdiklerine uygun olarak îtikadı düzeltmektir. Cehennemden kurtulacağı bildirilen bir fırka,…

95. Mektup

Bu mektup, Seyyid Ahmed-i Necvare’ye yazılmıştır. İnsan her şeyi kendinde toplamıştır. İnsanın kalbi de böyle yaratılmıştır. Tasavvuf büyüklerinden birkaçının sekr halinde iken, kalbin genişliğini bildiren sözlerine İslamiyete uygun mânâ vermek lazım olduğu bildirilmektedir: Her insan, bir topluluktur. Varlıkta bulunan her şey insanda da vardır. Bu imkan aleminde bulunan her şeyin kendisi, vücûb aleminde bulunanların ise,…

96. Mektup

Bu mektup, Muhammed Şerif’e yazılmış olup ibâdetleri ve iyi işleri vaktinde yapmayıp, yarın yaparım, sonra yaparım diyenlerin aldandıklarını ve Muhammed aleyhisselâmın yoluna, İslamiyete yapışmak lazım geldiğini bildirmektedir: Ey kıymetli oğlum! Bugün, her istediğini kolayca yapabilecek bir haldesin. Gençliğin, sıhhatin, gücün, kuvvetin, malın ve rahatlığın bir arada bulunduğu bir zamandasın. Saadet-i ebediyyeye kavuşturacak sebeplere yapışmayı, yarar…

97. Mektup

Bu mektup, Şeyh Derviş’e yazılmıştır. İbâdet etmemize emrolunması, yakîn elde etmemiz için olduğu bildirilmektedir: Hak teâlâ, Peygamberlerin en üstünü “salevâtullahi aleyhim” hatırı için, bir işe yaramayan bizlere, imanın hakikatini bildirsin! İnsanların yaratılmasına sebep, emrolunan ibâdetleri yapmaktır. İbadetleri yapmak da imanın hakikati olan, yakini elde etmek içindir. Hicr sûresi, son âyetinin meâl-i şerifi de, belki (Yakîn…

98. Mektup

Bu mektup, şeyh Zekeriya’nın oğlu Abdülkadir’e yazılmıştır. İnsanlara karşı sert olmayı değil, yumuşak davranmayı, çeşitli hadis-i şerifler göstererek bildirmektedir: Allahü teâlâ hepimizi tam orta yolda bulundursun! Vaaz etmekte, nasihat etmekte ve Allah’ın kullarına müslümanlığı öğretmekte gözetilmesi lazım gelen şeyleri bildiren birkaç hadis-i şerif yazıyorum. Hak teâlâ, bunlara uygun davranmamızı nasip eylesin! Resûlullah “sallallâhü aleyhi ve…

99. Mektup

Bu mektup, Mollâ Hasan-ı Kişmiri’ye, cevap olarak yazılmış olup Allahü teâlâyı hiçbir ân unutmamak nasıl olacağı, insanın kendini bilmediği uyku zamanında da, Onun unutulmıyacağı bildirilmektedir: Kıymetli mektubunuzu okumakla şereflendik. Bu yolun büyüklerinden bazısı “rahmetullâhi aleyhim ecma’în” Allahü teâlâya her ân agah olduklarını ve uyku zamanında da, her ân, Onu hatırladıklarını haber vermiştir. Bunun nasıl olacağını…

100. Mektup

Bu mektup, yine Mollâ Hasan-ı Kişmiri’ye yazılmıştır. Şeyh Abdülkebir-i Yemeninin, Allahü teâlâ gaybı bilmez sözüne cevap vermektedir: Okşayıcı, kıymetli mektubunuzu okumakla şereflendik. İhsan ederek yazdıklarınızı anladık. Şeyh Abdülkebir-i Yemeni, Hak teâlâ gaybı bilmez demiş. Bunu soruyorsunuz. [(Reşehat) kitabında Muhammed Ruhi okunurken, Abdülkebirin bu sözü de görülmektedir.] Efendim! Bu fakir, bu gibi sözleri dinlemeye dayanamıyorum. Elimde…

101. Mektup

Bu mektup, yine Mollâ Hasan-ı Kişmiri’ye yazılmıştır. Büyükleri küçük sanarak dil uzatanları bildirmektedir: Allahü teâlâ, halinizi güzel ve kalbinizi temiz eylesin! Kıymetli mektubunuzu Mevlânâ Muhammed Sıddîk getirdi. Allahü teâlâya hamd olsun ki uzakta kalanları unutmamışsınız. Görünüşte, nefsinize karşı olan sözleriniz kısaca anlaşıldı. Nefs, emmarelik yaptığı zaman, buna karşı söylenen şeyler doğrudur. Fakat nefs, itminana geldikten…

102. Mektup

Bu mektup, Mollâ Muzaffer’e yazılmıştır. Ödünç alıp vermekteki faizi bildirmektedir: Ödünç verenin fazla olarak istediği malın yalnız fâiz olduğunu söylemiştiniz. Mesela 12 dirhem ödemesi şartı ile on dirhem gümüş verenin aldığı gümüşten yalnız fazla olan 2 dirhemi fâiz olur, haram olur demiştiniz. Halbuki daha fazlasını ödemesi şartı ile ödünç vermek faizdir. Yani böyle olan sözleşme…