Muhammed Aleyhisselâmın Şefaati

Resûl-i ekrem efendimiz, kıyamet gününde ümmetine şefaat edecek, onları sıkıntı ve üzüntüden kurtaracaktır. Bir hadîs-i şerîfinde buyurdular ki: “Ümmetimin yarısının Cennet’e girmesiyle şefaat arasında muhayyer kılındım. Ben şefaati tercih ettim. Çünkü o daha şümullüdür. Onu, yalnız takvaya erenler için sanmayın, o, aynı zamanda hataya düşen günahkarlar içindir de… “ Ebû Hüreyre hazretlerinin rivâyet ettiği hadîs-i…

Muhammed Aleyhisselâmın Mucizeleri

Sevgili peygamberimiz Muhammed aleyhisselâmın, Allahü teâlânın peygamberi olduğunu açıklayan şâhidler sayılamayacak kadar çoktur. Allahü teâlâ; “Sen olmasaydın âlemi yaratmazdım” buyurdu. Bütün varlıklar, Allahü teâlânın varlığını, birliğini gösterdikleri gibi, Muhammed aleyhisselâmın peygamber olduğunu ve üstünlüğünü de göstermektedirler. Ümmetinin evliyâsında hâsıl olan kerametler, hep O’ nun mûcizeleridir. Çünkü, kerâmetler, O’na tâbi olanlarda, O’nun izinde gidenlerde hâsıl olmaktadır.…

Muhammed Aleyhisselâmın Ehl-i Beyti

Sevgili Peygamberimizin bütün aile fertlerine Ehl-i beyt denir. Mübârek zevceleri, kızı hazreti Fatıma ile hazreti Ali ve bunların mübârek evladları olan hazreti Hasen ve hazreti Hüseyn ve bunların da çocuklarının hepsi, ayrıca Peygamberimizin temiz soyunun bağlı olduğu Haşimoğulları Ehl-i beyt’dirler. Allahü teâlâ, Kur’ân-ı Kerîmde, Ehl-i Beyte meâlen buyuruyor ki: “Allahü teâlâ sizlerden ricsi yani her…

Dini Vazife Almak

Sual: Bazı İslâm büyüklerinin insanları imamlık ve müezzinlik yapmaktan, başkasına kefil ve vasi olmaktan men eden ifadelerine rastlıyoruz. Bu ifadelerde ne anlatılmak istenmektedir? Cevap: Bunlar veballi işlerdir. Ehliyet ve adalet gerektirir. Herkes bunu beceremez. Kul hakkına ve günaha düşer. Nitekim Hazret-i Ömer, vasi olmak ilk defasında saflık, ikinci defasında ahmaklık, üçüncü defasında hâinlik demektir buyurmuştur. Ancak bu…

Dede Yetimine Miras

Sual: Bir kimsenin kendisinden evvel ölen oğlunun çocuğu amcası varsa Kur’an-ı kerimde yazmadığı halde vâris olamıyor. Haksızlığa uğruyor. Bunun bir delili var mıdır?   Cevap: Kur’an-ı kerîmde Nisâ sûresinde 11 ve 12. âyet-i kerîmelerde ölenin mirasını çocuklarının alacağı bildirilmektedir. Torundan bahis yoktur. Hazret-i Peygamber, mirasçıların kim olduklarını ve mirasa hak kazanış sırasını bildirmiştir. Yani mirasçıların eshâb-ı ferâiz,…

Eshab-ı Kirâm

Peygamberimizin arkadaşları. Kadın veya erkek, çocuk veya büyük bir Müslüman, Resûlullah efendimizi çok az da olsa bir kere görürse, kör olan, bir kere konuşursa ve îmân ile vefât ederse buna “Sâhib” veya “Sahabi” denir. Birkaç tanesine “Eshâb” veya “Sahabe” yahud “Sahb” denir. Peygamberimizi, kafir iken görüp de, Resûlullah’ın vefâtından sonra îmâna gelen veya Müslüman iken,…

Peygamber Efendimizin Mübarek Saç ve Sakalları

Resûlullah efendimizin mübârek saçlarının vasfı hakkında hazreti Enes bin Mâlik’e soruldu: Resûlullah efendimizin mübârek saçları nasıldı? Hazreti Enes şöyle cevap verdi: İki nevi arasında idi. Çok kıvırcık değildi, çok düz de değildi. İkisi arasında ve orta derecede idi. Uzunlukta ve kısalıkta görünüşü kulakları ile omzunun üstünün ortasında idi, dedi. İbn-i Abbas hazretleri : “Fahr-i Alem…

Osmanlı Padişahlarının Evlilikleri

Sual: Üç tarihçinin katıldığı bir televizyon programında Sultan II. Abdülhamid’in 12 tane zevcesi olduğu, böylece şer’î hukukun getirdiği 4 tahdidinin aşıldığı söylendi. Böyle bir şey mümkün olabilir mi? Cevap: Osmanlı padişahları hür kadınlarla değil, cariyeleriyle, yani kadın köleleri ile evlenirdi. Bunun için nikâh gerekmez, çünki kendi mülküdür. Bir sayı tahdidi de yoktur. Son devirlerde, aslı hür veya…

Müctehid Kalmadığına Göre Yeni Meselelerin Hükmü Nasıl Anlaşılır?

Sual: Fıkıh kitaplarında 4. asırdan sonra müctehid kalmadığı ve ictihadın kesildiği yazmaktadır. İnsanların ihtiyaçları arttıkça yeni meseleler ortaya çıktığına göre, bunlar nasıl halledilebilir? Cevap: Dördüncü asırdan sonra, mutlak müctehid kalmamış ise de, mezhebde müctehid kalmadığı söylenemez. Böyle olmayan İslâm hukukçuları bile, tarih boyunca kendilerinden çözümü istenilen meselelerde, kendilerinden önceki ulemânın kitaplarındaki benzer meselelere kıyas yaparak fetvâ verebilmişlerdir.…

Müctehid Kurân-ı Kerimden Nasıl Hüküm Çıkarır?

Sual: Âyet-i kerimeler, değerlendirilirken sadece sebeb-i nüzûl ve siyâk-sibâk gözönünde bulundurularak mı değerlendirilir? Bir âyet-i kerime, sebeb-i nüzûl veya siyâk-sibâk dikkate alınmadan delil olabilir mi? Bu açıdan, Hazret-i Peygamber veya Eshab-ı Kiramın âyet-i kerimeleri tefsirinde izledikleri metod nasıldır? Cevap: İctihadın şartları sayılırken, esbab-ı nüzul ve esbab-ı vürudu (yani âyet-i kerimelerin geliş ve hadis-i şeriflerin söyleniş sebeplerini) bilmenin…