144. Mektup

Bu mektup, Hafız Mahmud’a yazılmıştır. Seyr ve sülûkü bildirmektedir: Allahü teâlâ, yüksek derecelerde sonsuz ilerlemek nasip eylesin! İnsanların efendisi ve miraç gecesi, Rabbinden ayrılmayan gözlerin sâhibi “sallallâhü teâlâ aleyhi ve sellem” hatırı için, duamızı kabul buyursun! Âmin. Fârisî Mısra tercümesi: Her ne olursa olsun, sevgiliden anlatmak daha tatlı! (Seyr), hareket demektir. (Sülûk), ilerlemek demektir. İkisi…

145. Mektup

Bu mektup, Mollâ Abdürrahim-i Müftü’ye yazılmıştır. Bu yolun büyükleri, yolculuğa Âlem-i emrden başladıkları bildirilmektedir: Allahü teâlâ, bizi ve sizi İslamiyetin caddesinde bulundursun “alâ sâhibihessalâtü vesselâmü vettehıye”! Bu duaya âmin diyen kuluna merhamet eylesin! Bu yolun büyükleri “kaddesallahü teâlâ esrârehüm” bu yolculuğa Âlem-i emrden başlamayı seçmişlerdir. Böyle ilerlerken Âlem-i halk da birlikte geçilmektedir. Başka tarîkatlerin büyükleri…

146. Mektup

Bu mektup, Şerefeddin-i Bedâhşi’ye yazılmıştır. Çok zikir yapmayı nasihat etmektedir: Oğlum Şerefeddin Hüseyinin mektubu geldi. Allahü teâlâya hamd olsun ki fakirleri hatırlamakla şereflenmektesiniz. Aldığınız vazifeyi çok yaparak zamanlarınızı kıymetlendiriniz! Fırsatı elden kaçırmayınız. Geçici olan şanlar, şerefler sizi aldatmasın. Dünya lezzetleri, hakiki lezzetlerden mahrum etmesin. Fârisî beyt tercümesi: Sana söyleyeceğim hep şudur: Çocuksun, yol ise korkuludur.…

147. Mektup

Bu mektup, Hâce Muhammed Eşref-i Kabili’ye yazılmıştır. Ayrılmak, kavuşmaktan önce midir, değil midir, bildirmektedir: Hak teâlâ, Peygamberlerin efendisi hürmetine “aleyhi ve alâ Âlihi ve aleyhimüssalevâtü vetteslîmât” sizi yüksek derecelere kavuştursun! Tarîkat büyüklerinden birçoğu “kaddesallahü teâlâ esrârehüm”, (Ayrılmak, kavuşmaktan önce olur) dedi. Bu büyüklerden başkaları da, (Kavuşmak ayrılmaktan öncedir) dedi. Bir üçüncüsü ise, bir şey diyemedi.…

148. Mektup

Bu mektup, Mollâ Sâdık-ı Kabili’ye yazılmıştır. Kendini kavuşmuş sanan, bir şey elde edemez. Büyüklerin ruhlarından faydalanmaya aldanmamalıdır. Onlar, kendi üstadının latîfeleridir: İki mektubunuz arka arkaya geldi. Birinci mektup, kavuştuğunuzu, doyduğunuzu bildiriyordu. İkincisi, susuzluğunuzu, boşluğunuzu anlatıyordu. Allahü teâlâya hamd olsun! Çünkü her işin sonuna bakılır. Kendini doymuş sanan, bir şeye kavuşmamıştır. Kendini boş, uzak sanan, kavuşmuş…

149. Mektup

Bu mektup, yine Mollâ Sâdık-ı Kabili’ye yazılmıştır. Allahü teâlâ her şeyi sebeple yaratmakta ise de, belli bir sebebe bağlanmak lazım olmadığı bildirilmektedir: Kardeşim Mollâ Muhammed Sâdık! Bütün varlığınızla sebeplere bağlandığınıza şaşılır. Sebepleri yaratan “teâlâ ve tekaddes”, her şeyi sebeplerle yaratmakta ise de, her şey için belli bir sebebe yapışmak doğru değildir. Mısra tercümesi: Bir kapı…

150. Mektup

Bu mektup, Hâce Muhammed Kasım’a gönderilmiştir. Aranılmaya, gönlünü vermeye lâyık olan ancak Vâcib-ül-vücut teâlâ olduğu bildirilmektedir: Hâce Muhammed Kasım kardeşimizin okşayıcı mektubu geldi. Bizleri sevindirdi. Dünya işlerinin bozuk gitmesinden ve halinizi toparlayamadığınızdan hiç sıkılmayınız! Çünkü dünya işleri, üzülmeye değmez. Bu dünyada olan her şey geçecek, yok olacaktır. Allahü teâlânın râzı olduğu şeylerin arkasında koşmak lâzımdır.…

151. Mektup

Bu mektup, Mîr Mümin-i Belhi’ye yazılmıştır. Hocalarımızın “kaddesallahü teâlâ esrârehüm” yolunun büyüklüğü ve bu büyüklerin kullandıkları (Yâd-i daşt) kelimesinin ne demek olduğu bildirilmektedir: Fârisî Mısra tercümesi: Her ne olursa olsun, sevgiliden konuşmak daha tatlı! Yüksek hocalarımızın “kaddesallahü teâlâ esrârehüm” yolunda çok söylenilen (Yâd-i daşt) demek, Zât-i teâlânın devamlı huzuru, beraberliği demektir. Şuûn ve itibarat da…

152. Mektup

Bu mektup İmam-ı Rabbani hazretleri tarafından, nakîb Seyyid şeyh Ferid’e yazılmış olup Resûlullaha itaat, Allahü teâlâya itaat demek olduğu bildirilmektedir: Cenâb-ı Hak, Nisa sûresi, 72. âyetinde, Muhammed aleyhisselâma itaat etmenin kendisine itaat etmek olduğunu bildiriyor. O hâlde, Onun Resûlüne “sallallâhü aleyhi ve sellem” itaat edilmedikçe Ona itaat edilmiş olmaz. Bunun pek katî ve kuvvetli olduğunu…

153. Mektup

Bu mektup, meyan şeyh Müzzemmil’e yazılmıştır. Mâsivâya köle olmaktan büsbütün kurtulmak, mutlak fenâ ile olduğu bildirilmektedir: Gönderdiğiniz mektup geldi. Bütün nimetleri gönderen Allahü teâlâya hamd ve şükür olsun ki kendini arayanları sıkıntı ve üzüntü içinde tutmaktadır. Bu üzüntüyü vererek, kendinden başkası ile rahat etmekten kurtarmaktadır. Fakat, Ondan başka şeylere köle olmaktan büsbütün kurtulabilmek için, mutlak…