Benî Kureyza Yahudileri

Resûl-i ekrem sallallahü aleyhi ve sellem efendimiz, Medîne-i münevvereye dönünce, Hazreti Aişe validemizin evine geldi. Silâhlarını ve zırhını çıkardı. Mübârek vücûdu tozlanmıştı. Yıkandı. O anda Hazreti Dıhye suretinde, üzerinde zırhı ve silâhları olduğu hâlde bir süvâri geldi. Bu Cebrâil aleyhisselâmdı. Peygamber efendimiz yanına vardığında; “Ey Allahü teâlânın Resûlü! Cenâb-ı Hak, Kureyzâ oğullarının üzerine hemen yürümeni…

Sad bin Muaz’ın Şehâdeti

Sa’d bin Mu’âz (radıyallahu anh), Benî Kureyzâ Yahudileri hakkındaki hükmü verdikten sonra, tekrar çadırına götürüldü. Yarası ağırlaşıp, durumu şiddetlenmişti. Peygamber efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem, yanına gelip, onu kucakladı ve; “Allah’ım! Sa’d, senin rızân için, senin yolunda cihâd etti. Resûlünü de tasdik etti. Ona kolaylık ihsân eyle…” buyurarak duâ etti. Sa’d bin Mu’âz hazretleri, sevgili…

Hudeybiye Barış Antlaşması

Hendek gazâsından sonra, İslâm Devleti’nin gücünü çevredeki kabîlelerin bir kısmı kabûl ettiler. Artık müslümanlarla dost geçinmenin, hattâ müslüman olmanın en isâbetli yol olacağını düşünmeye başladılar. Bâzıları, Peygamber efendimizin huzûruna gelip, müslüman olmakla şereflendiler. Âlemlerin efendisi sallallahü aleyhi ve sellem, dîn-i İslâm’ın yayılması için, Eshâbından birlikler teşkil ederek, çevre kabîleleri İslâm’a dâvete gönderdi. Bâzı kabîlelere bizzat…

Biat-i Rıdvan

Resûl-i ekrem efendimiz, Hudeybiye’de iken öteden beri Müslümanlarla dost olan Huzâa kabîlesinin reîsi Büdeyl, huzûra gelip, Kureyş ordusunun çevre kabîlelerinin de katılmasıyla Hudeybiye’de konduklarını, orduları dağılıncaya kadar çarpışmaya yemîn ettiklerini bildirdi. Bunun üzerine Peygamber efendimiz; “Biz, buraya hiç kimse ile çarpışmak için gelmiş değiliz. Ancak Umre yapmak, Kâbe-i muazzamayı tavâf ve zyâret etmek için gelmiş…

Peygamberimizin İslama Davet Mektupları

Hükümdarlara Gönderilen Mektuplar Nebiyy-i muhterem sallallahü aleyhi ve sellem, Hudeybiye’den döndükten sonra, İslâm’ın bütün dünyâya yayılmasını, insanların Cehennem azâbından kurtulup, hakîkî saâdete kavuşmasını arzu ediyordu. Zîrâ O, bütün âleme, rahmet olarak gönderilmişti. Bu sebeple, çevredeki hükümdârlara elçiler gönderip, İslâm’a dâvet etmeyi düşündüler. Dıhye-i Kelbî’yi, Rum; Amr bin Ümeyye’yi, Habeş; Hâtib bin Ebî Beltea’yı, Mısır hükümdârına…

Hayber’in Fethi

Nûrlu Medîne’de görünüşte Müslüman, hakîkatte münâfık olan Yahudiler bulunuyordu. Bunların içlerinde sihir yapmakla meşhûr, münâfık Lebîd bin A’sam isminde biri vardı. Yahudiler ona altın vererek; “Muhammed’in, kavmimizi Medîne’den sürüp çıkardığını ve erkeklerimizi nasıl öldürdüğü- nü bilirsin. O’na sihir yapıp cezâlandırmanı istiyoruz!” dediler. O da bunu kabûl edip, sevgili Peygamberimizin mübârek saçlarından ve tarağının dişlerinden elde…

Umretül Kazâ Seferi

Hudeybiye sulhu üzerinden bir sene geçmişti. Kurban Bayramına bir ay kala, Resûl-i ekrem sallallahü aleyhi ve sellem efendimiz, Eshâb-ı kirâmına, umre için hazırlık yapmalarını emrettiler. Umre için Hudeybiye’ye gidip Bî’atür Rıdvân’a katılanlar, vefât edenler hâriç, hazır bulunacaklardı. Bu emir üzerine, 2.000 sahâbî hazırlıklarını tamamladılar. Kurban edilmek üzere 70 deve alındı. Bunların Mekke’ye kadar otlatılarak götürülmesi…

Mute Gazâsı

Âlemlere rahmet olarak gönderilen Habîb-i ekrem sallallahü aleyhi ve sellem efendimiz Mekke’ye umre için gittiklerinde, Eshâbından Velîd Bin Velîd hazretlerine; “Hâlid nerelerde? Onun gibi birinin İslamiyet’i tanımaması, bilmemesi olamaz. Keşke o, bütün gayret ve kahramanlıklarım müslümanların yanında, müşriklere karşı gösterseydi ne kadar hayırlı olurdu. Kendisini sever, üstün tutardık” buyurmuştu. Velîd Bin Velîd, daha önce de…

Âlemin Nûru

Nûr-i âlemsin bugün hem dahî mahbûb-i Hudâ Eyleme âşıkların bir lahza kapından cüdâ Gitmesin nâm-ı şerifin bu dilimden dem-be-dem Dertli gönlüme devâdır cân bulur ondan safâ Umarım her bir adın başka şefâat eyleye Ahmed ü Mahmûd, Ebû ’l-Kâsım Muhammed Mustafâ Çünki denildi ona “Ve’ş-Şems”dahi “Ve’d-Duhâ” Rûyuna alnınamihr ümâhı benzetsem n’ola Bu libâs u hây hûy…

Mekke’nin Fethi

Hicretin sekizinci senesi idi. Hudeybiye sulhnâmesinin bir maddesi de; “Her iki tarafın dışında kalan Arap kabîleleri, istedikleri tarafın himayesine girebilecekler, müslümanlar veya müşriklerle birleşmekte serbest olacaklar” idi. Buna göre; peygamber efendimizin müttefiki olan Huzâa kabîlesi, müslümanlar; Benî Bekr kabîlesi de müşrikler tarafında yer almışlardır. Huzâa kabîlesi ile Benî Bekrler eskiden beri düşman olup, fırsat buldukça…