63. Mektup

Bu mektup, nakib Seyyid Şeyh Ferid’e yazılmıştır. Peygamberlerin “aleyhimüsselâm” hep, aynı imanı söyledikleri bildirilmektedir: Allahü teâlâ bizi ve sizi “rahmetullâhi aleyhim ecma’în” kerim olan babalarınızın yolundan ayırmasın! Babalarınızın en üstününe ve geri kalanların hepsine selamlar olsun! Allahü teâlâ, Peygamberler “aleyhimüsselâm” vasıtası ile insanlara, sonsuz kurtuluş yolunu göstermiş ve sonsuz azaptan kurtarmıştır. Eğer Peygamberlerin “aleyhimüsselâm” mübarek…

64. Mektup

Bu mektup, yine nakib Seyyid şeyh Ferid’e “kuddise sirruh” yazılmıştır. Cismin ve ruhun lezzet ve elemlerini bildirmekte ve cisme olan musibet ve acılara, sabır tavsıye edilmektedir: Allahü teâlâ, sizi her sıkıntıdan korusun! Dünya ve ahiretin efendisinin “aleyhi ve alâ Âlihissalevâtü vetteslîmât” hürmetine dünya ve ahiretin iyiliklerine kavuştursun! Dünya lezzetleri ve elemleri iki türlüdür: Birisi cismin…

65. Mektup

Bu mektup, Han-ı Âzam’a yazılmıştır. Müslümanlığın bugünkü haline ve müslümanların çektiği sıkıntılara teessüf etmektedir: Allahü teâlâ kuvvetinizi arttırsın. Onun dinini yükseltmek için, din düşmanları ile olan mücadelelerinizde yardımcınız olsun. Muhbir-i sâdık “aleyhi ve alâ Âlihi minessalevâti efdalüha ve minetteslimati ekmelühâ” buyurdu ki: (İslamiyet garib, kimsesiz olarak başladı. Son zamanlarda, başladığı gibi, garib olarak geri döner.…

66. Mektup

Bu mektup, yine Han-ı Âzam’a “rahmetullâhi aleyh” yazılmıştır. Bu yolu methetmekte ve Ashâb-ı kirâmın büyüklüğünü bildirmektedir: Allahü teâlâya hamd olsun! Onun seçtiği, sevdiği kimselere selam olsun! Büyüklerimizin yolunda, nihâyet, başta yerleştirilmiştir. Hâce-i Nakşbend [Behâüddîn-i Buhârî] “rahmetullâhi aleyh” buyurdu ki: “Nihâyeti, bidayette yerleştirdik.” Bu yol, tam Ashâb-ı kirâmın “aleyhimürrıdvân” yoludur. Çünkü, o büyükler, o Serverin “aleyhisselâm”…

67. Mektup

Bu mektup, Han-ı Hanan’a “rahmetullâhi aleyh” yazılmıştır. Bir muhtacın gönderildiği bildirilmektedir: Allahü teâlâ, bizi ve sizleri Peygamberlerin efendisinin “aleyhi ve alâ âlihissalevâtü vetteslîmât” yolunda bulundursun. Zâhirimizi ve bâtınımızı bu yoldan ayırmasın. Bu duamıza âmin diyenlere rahmet eylesin! Çok mühim olan iki şey, elimde olmayarak, bu yazımla başınızı ağrıtmaya beni sürükledi. Birincisi, incindiğimizi zannetmeyiniz. Belki sevgimiz…

68. Mektup

Bu mektup, yine Han-ı Hanan’a “rahmetullâhi aleyh” yazılmıştır. Tevazu zenginlere, nazlanma da fakirlere yakışır demektedir: Allahü teâlânın yaptığında hayır vardır. Fârisî beyt tercümesi: Bildirilmesi lazım olanı söyledim sana, Ya faydalanırsın, ya da çarpar kulağına. Tevazu, gına sahiplerine yakışır, istigna ise fakirlere yaraşır. Çünkü, her şeyin ilacı, zıttı iledir. Üç mektubunuzdan da yalnız istigna, nazlılık anlaşılmaktadır.…

69. Mektup

Bu mektup, yine Han-ı Hanan’a “rahmetullâhi aleyh” yazılmıştır. İnsanı dünyada ve ahirette yükseltecek olan tevazuun ne olduğu ve kurtuluşun ancak Ehl-i sünnete uymakla olduğu bildirilmektedir: Her hamd Allahü teâlâya mahsustur. Allahü teâlânın Resûlüne salât ve selâm olsun! Kardeşimiz Mevlânâ Muhammed Sıddîk ile gönderilen okşayıcı, kıymetli mektubunuz geldi. Lütf buyurmuşsunuz. Allahü teâlâ, size hayırlı karşılıklar versin!…

70. Mektup

Bu mektup, yine Han-ı Hanan’a yazılmıştır. İnsanın âlem-i halkı ve âlem-i emri kendinde toplaması, hem Haktan uzaklaşmasına, hem de Hakka yaklaşmasına sebep olduğunu bildirmektedir: Allahü teâlâ, sizi Muhammed Mustafanın “sallallâhü aleyhi ve sellem” dininin gösterdiği doğru yolda bulundursun! Bu duaya âmin diyenlere merhamet eylesin! Âlem-i emrin ve âlem-i halkın insanda toplanması, onun Hakka yaklaşmasına, kıymetli…

71. Mektup

Bu mektup, Han-ı Hanan’ın oğlu Mirza Darab için yazılmış olup Allahü teâlâya şükretmek, İslamiyete uymakla olduğunu bildirmektedir: Allahü teâlâ, kuvvetinizi arttırsın ve yardımcınız olsun! İyilik edene teşekkür lazım olduğunu akıl da, İslamiyet de göstermektedir. Şükrün derecesi, gelen nimetlerin miktarına bağlıdır. Nimet, ne kadar çok ise, şükretmek lüzumu da çok olur. Görülüyor ki zenginlerin, zenginlik derecesine…

72. Mektup

Bu mektup, Hâce Cihan’a yazılmış olup ahireti isteyenin dünyaya düşkün olmaması lâzımdır. Dünyayı terketmek nasıl olacağını bildirmektedir: Allahü teâlâ, selamet ve âfiyet versin! Din ile dünyayı birlikte kazanmak imkansızdır. Ahireti kazanmak isteyenin, dünyadan vazgeçmesi lâzımdır. Bu zamanda, dünyayı tamamen terketmek, kolay değildir. Hiç olmazsa, hükmen terketmek, yani terketmiş sayılmak lâzımdır. Bu da, her işte İslamiyete…