Tahâvî Akîdesi (Tam Metin)

AKÂİD-İ TAHÂVÎ el-Akîdetü’t-Tahâviyye Ebû Ca’fer Ahmed b. Muhammed el-Ezdiyy el-Hanefî (ö. 321 / 933 ) Allahü teâlâ’ya Îmân Yüce Allah’ın tevhidi hakkında deriz ki: 1) Şüphesiz ki, Allah, birdir, O’nun hiçbir ortağı yoktur. 2) Hiçbir şey O’nun benzeri değildir. 3) Hiçbir şey onu âciz bırakamaz. 4) O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. 5) (Allahü teâlâ) başlangıçsız…

Mebde Ve Mead

MEBDE’ VE ME’ÂD İmâm-ı Rabbânî, Müceddid-i elf-i sânî Ahmed Fârûkî Serhendî “Radıyallahü anh” Gayb perdesi ardında olan güzelliklerin, Hepsini Senin güzel sûretine koydular. Hayâl kalemi düşünce sahîfesine ne çizse, Mütenâsib şeklini ondan güzel yaptılar. Abdüllah-ı Dehlevî “Kuddise sirruh” [Bu kitâb, fârisî dil ile yazılmış olup, bir kısmı arabîdir.] Bismillâhirrahmânirrahîm Allahü teâlâya ibtidâ ve intihâda, yanî…

Kıymetli Kitaplar Şiiri

İlimsiz bir şey olmaz, ilim her şeye baştır. Karanlık yollarda o, en azîz arkadaştır. Ondan sâdık dost olmaz, ondan vefalı yar yok. Her şeyde zarar olsa, onda asla zarar yok. İlim, uçsuz bucaksız, bir ummânı andırır. İlimden başka her şey, insanı usandırır. Nasıl kıymetli olmaz, Allah onu övüyor. Bak! Nebî-i muhterem, bir hadîste ne diyor:…

Nakşibendiliğe Dair

Sual: Nakşibendi tarikatı ne zaman kollara ayrılmıştır, kaç kolu vardır? Cevap: Nakşibendi tarikati, Hazret-i Ebu Bekrden beri gelen bir yolun, Bahaeddin Buharî Şah-ı Nakşibend’den sonra aldığı isimdir. Çünki Şah Nakşibend, bu yolu yeniden tanzim etmiştir. Bundan sonra bir kola ayrılmadan devam etmiştir. Ancak her mürşidin elbette müteaddid halifeleri vardır ve bu halifelerinden de farklı yollar…

İsaguci Mantık Kitabı

Esîruddin el-Mufaddal b. Ömer es-Semerkandî el-Ebherî (ö.663/1265) Mukaddime Rahman Rahîm Olan Allah’ın İsmiyle Üstad, imâm, âlim, sonraki neslin önde geleni ve örnek hukemâdan – Allah yerini güzelleştirsin ve kabrini cennet kılsın – Esîrüddîn el-Ebheri der ki: Başarılı kıldığından dolayı Allah’a hamd ederken Ondan, kendi yoluna yöneltmesini diler, Hazret-i Muhammed (sallalahü aleyhi ve sellem)’e ve bütün…

Tevbe Sûresi Tefsiri (Rûhu’l-Beyân)

¥ Tevbe sûresi, 30. âyet-i kerîmesinde buyuruluyor ki, (Yahûdîler: Üzeyr aleyhisselâm Allahın oğludur, dediler. Hıristiyanlar da, Mesîh (Îsâ) aleyhisselâm Allahın oğludur, dediler. Bu, onların (sâdece) ağızlarıyla söyledikleri sözlerdir. (Onların bu sözleri) kendilerinden önceki kâfirlerin sözlerine benziyor. Allah, onları helâk eylesin. Haktan bâtıla nasıl döndürülüyorlar.) AÇIKLAMA: Yahûdîler, Üzeyr aleyhisselâm Allahın oğludur, dediler. Üzeyr bin Şerhiya, Ya’kûb…

Mâide Sûresi Tefsiri (Rûhu’l-Beyân)

¥ Mâide sûresi, 17. âyet-i kerîmesinde meâlen buyuruluyor ki, (Şüphesiz Allah, Meryemin oğlu Mesîhdir diyenler, and olsun, kâfir olmuşlardır. De ki, eğer, Allahü teâlâ, Meryemin oğlu Mesîhi, annesini ve yeryüzünde bulunanların hepsini helâk etmek (öldürmek, yok etmek) isterse, (Onun irâde ve kudretinden) kim bir şeye engel olabilir? Göklerin, yerin ve aralarındaki her şeyin mülkü (hâkimiyyet…

Nisâ Sûresi Tefsiri (Rûhu’l-Beyân)

¥ Nisâ sûresi, 44 ve 45. âyet-i kerîmelerinde buyuruluyor ki, (Kendilerine kitâptan nasîp verilenlere, yanî yahûdîlere bakmaz mısın. Dalâleti, sapıklığı alıyorlar. Ey mü’minler! Sizin de yoldan sapmanızı istiyorlar. “Allah, düşmanlarınızı dahâ iyi bilendir.”) Bu âyet-i kerîmelerde şu husûsa işâret vardır. Kitâbın ilminden, yanî bildirdiklerinden zâhiren bir şeye kavuşan, fakat esrârından ve hakîkatlerinden nasîplenemeyen kimseler, dalâleti,…

Zekat Nisabına Dair

Sual: Zekât nisabı neden gümüş ile değil de altın ile hesap ediliyor? Cevap: Gümüşün değeri asr-ı saadette yediye bir iken, şimdi yüzde bire kadar düşmüştür. Ayrıca gümüşün tedavülü tamamen ortadan kalkmıştır. Halbuki altın lira ve gram bulmak mümkündür. Üstelik gümüş nisabına itibar edilse, bugün zekât verecek kimse bulunamaz.   Sual: Şirket ortağı zekatını nasıl vermelidir? Cevap:…

Eshab-ı Kirama Dair

Peygamberimizin arkadaşlarına Eshab-ı kiram denir. Kadın veya erkek, çocuk veya büyük bir Müslüman, Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem efendimizi çok az da olsa bir kere görürse, kör olan, bir kere konuşursa ve îmân ile vefât ederse buna “Sâhib” veyâ “Sahâbî” denir. Birkaç tânesine “Eshâb” veya “Sahâbe” yâhud “Sahb” denir. Peygamberimizi, kâfir iken görüp de, Resûlullah’ın…