23. Mektup

Bu mektup, Han-ı Hanan ismi ile meşhur Abdürrahim’e “rahmetullahi teâlâ aleyh” Arabî olarak yazılmış olup dini, cahillerden öğrenmeyi menetmekte ve soy adı seçmekten bahs etmektedir: Allahü teâlâ hepimizi laftan kurtarıp, iş yapmak nasip buyursun. İnsanların en iyisi ve hepsinin Peygamberinin “sallallâhü aleyhi ve sellem” hatırı için, amelsiz ilmden, işe yaramayan bilgilerden korusun! Arabî Mısra tercümesi:…

24. Mektup

Bu mektup, Kılıç Han’a yazılmıştır. Sofinin kain ve bain olduğu ve kalbin birden fazla şeye bağlanmıyacağı ve muhabbet-i zâtîye hâsıl olunca sevgiliden gelen elemlerle nimetlerin müsavi olduğu ve mukarreblerle ebrârın ibâdetleri arasındaki başkalığı ve kendini yok bilen Evliyâ ile insanları davet için geri dönmüş olan Evliyânın başkalıkları bildirilmektedir: Allahü teâlâ, Peygamberlerin en üstünü hürmetine “aleyhi…

25. Mektup

Bu mektup, Hâce Cihana yazılmıştır. Peygamberlerin en üstününe “aleyhi ve aleyhim minessalevâti ekmelühâ ve minetteslimati etemmühâ” ve Hulefâ-i râşidîne uymaya çalışmak lazım olduğu bildirilmektedir: Allahü teâlâ kalbinize selamet versin! Göğsünüzü genişletsin! Nefsinizi temizlesin! Cildinizi yumuşatsın! Bunların hepsi, hatta ruhun, sırrın, hafinin ve ahfanın bütün kemâlâtına kavuşmak, ancak Peygamberlerin en üstününe uymakla olur “aleyhi ve alâ…

26. Mektup

Bu mektup, Şeyhu’l-âlem Mevlânâ Hâce Muhammed Lahoriye yazılmıştır. Şevk, arzu ebrarda olur. Mukarreblerde olmaz. Bu makamla ilgili birkaç şey bildirilmektedir: Allahü teâlâ bizi ve sizi Muhammed aleyhisselâmın nurlu caddesinde bulundursun “alâ sâhibihessalâtü vesselâmü vettehıye”. Hadis-i kudside, (Ebrâr bana kavuşmayı çok istiyor. Ben de onları çok istiyorum) buyruldu. Allahü teâlâ, ebrârın şevk, arzu sâhibi olduklarını bildirdi.…

27. Mektup

Bu mektup, Hâce Ammek için yazılmıştır. Tarîkat-i aliyye-i Nakşbendiyyeyi övmektedir: Allahü teâlâya hamd olsun. Onun sevdiği kullarına selam olsun! Merhamet ederek bu dostunuza gönderdiğiniz kıymetli mektup gelerek bizleri sevindirdi. Selamette olunuz. Bu yüksek Nakşbendiyye zincirini övmekten başka bir şeyle başınızı ağrıtmak istemiyorum. Yavrum! Bu yüksek zincirin büyükleri “kaddesallahü teâlâ esrârehüm” buyuruyorlar ki (Bizim nisbetimiz bütün…

28. Mektup

Bu mektup, yine Hâce Ammek’e yazılmıştır. Halinin yüksekliğini bildirmektedir. Fakat bu yazıdan, halinin alçaldığı ve uzaklaşmış olduğu anlaşılmaktadır: Lütfederek bu dostunuza gönderdiğiniz merhametli mektup gelerek bizleri sevindirdi. Okuyarak şereflendik. Hürriyete kavuşanların, kelepçede olanları hatırlaması ne büyük nimettir. Kavuşanların, ayrı kalanların dertlerine ortak olması, çok sevindirici bir şeydir. Ayrı kalan bu zavallı, kendini kavuşmaya lâyık bulmadığı…

29. Mektup

Bu mektup, Şeyh Nizameddin-i Tehaniseri’ye yazılmıştır. Farzları kılmaya ve sünnetleri, edepleri gözetmeye teşvik etmekte ve farzların yanında nâfileleri yapmanın kıymetinin az olduğu ve yatsı namazını gece yarısından sonra kılmamayı ve abdestte kullanılan suyu içmemeyi ve müridlerin secde etmelerinin câiz olmadığını bildirmektedir: Allahü teâlâ, bizi ve sizi taassuptan, yani başkasını çekememekten ve doğru yoldan ayrılmaktan korusun…

30. Mektup

Bu mektup da, şeyh Nizam-ı Tehaniseri’ye yazılmıştır. Âfâkta ve enfüste olan şühudları ve abdiyet makâmını bildirmektedir: Allahü teâlâ sizi Muhammed aleyhisselâma tam uymakla şereflendirsin ve Muhammed Mustafanın “aleyhi ve alâ Âlihi minessalevâti efdalüha ve minettehıyyâti ekmelühâ” sünnetlerinin süsü ile ziynetlendirsin! Ne yazacağımı bilemiyorum. Mevlamız, sâhibimiz “teâlâ ve tekaddes” hazretlerinden söz edersem, yalan söylemiş ve iftirâ…

31. Mektup

Bu mektup, Şeyh Sofi’ye gönderilmiştir. Tevhid-i vücudînin hakikati ve Allahü teâlâya yakın olmak ve beraber olmak ne demek olduğu bildirilmektedir: Allahü teâlâ hepimizi, Peygamberlerin seyedinin “aleyhimüsselâm” yolundan ayırmasın! Yanınızdan gelen bir Zât dedi ki şeyh Nizam-i Tehaniseri’nin talebesinden biri, sizin yanınızda, bu fakir için vahdet-i vücuda inanmıyor demiş. Bu Zât, bunu bildirdikten sonra, bu sözün…

32. Mektup

Bu mektup, Mirza Hüsameddin Ahmed’e yazılmıştır. Ashâb-ı kirâmın “aleyhimürrıdvân” kemâlâtını ve hazret-i Mehdiyi bildirmektedir: Lütfederek gönderdiğiniz mektup geldi. Bu garibleri hatırladığınıza şükrettim. Büyük hocamızın senelerle hizmetinde hiç istifade etmemiş gibiyim diyor ve sebebini soruyorsunuz. Efendim! Böyle şeylerin cevabını yazmak, hatta anlatmak uygun değildir. Çünkü, okumakla, dinlemekle anlaşılmaz. Sevgi ve îtimat olmak şartı ile uzun zaman…