154. Mektup

Bu mektup, yine meyan şeyh Müzzemmil’e yazılmıştır. Kendinden geçmek ve kendinde ilerlemek lazım geldiği bildirilmektedir: Hak teâlâ, kendisi ile bulundursun! Bir ân başkasına bırakmasın! Ya Rabbi! Bizi kendimize bir ân bırakma! Bırakırsan, helak oluruz. Daha az da bırakırsan, yok oluruz. İnsanın başına belaların gelmesine sebep, kendine düşkün olmasıdır. Kendi kendisinden kurtulursa, Allahü teâlâdan başka şeylere…

155. Mektup

Bu mektup, yine meyan şeyh Müzzemmil’e yazılmıştır. Kendi aslına dönmesini dilemektedir: Hak teâlâ, kendi ile bulundursun! Fârisî beyt tercümesi: Allahtan başka her neye tapılsa, hepsi hiçtir! Yazıklar olsun ol kimseye ki bir hiç iledir! Cemazil-evvel ayının birinci Cuma günü Dehli şehrini dolaşmakla şereflendik. Muhammed Sâdık da birliktedir. Allahü teâlâ dilerse, birkaç gün burada kalıp, vatanımıza…

156. Mektup

Bu mektup, yine meyan şeyh Müzzemmil’e yazılmıştır. Ehlullahın sohbetinde bulunmasını dilemektedir: Kadızade Calendehr ile gönderdiğiniz mektup Dehli’de geldi. Elhamdülillah ki fakirlere karşı olan sevginiz çoktur. Buhârî’de ve Müslim’de bildirilen, “Kişi, sevdiği ile beraberdir” hadis-i şerifine göre, onlarla birliktesiniz. Zaman bakımından, Recep ayı yaklaştı ise de, fakat çok uzak görünüyor. Fârisî beyt tercümesi: Dost ayrılığı, az olsa…

157. Mektup

Bu mektup, hakim Abdülvehhab’a yazılmıştır. Allah adamlarının yanına giden kimsenin, kendini boş bulundurması lâzımdır. Böylece, dolu olarak döner. Her şeyden önce, îtikadı düzeltmek lazım olduğu bildirilmektedir: İki kere buraya kadar yoruldunuz. İkisinde de çabuk kalktınız. Sohbetin haklarından birkaçını yerine getirmeye vakit olmadı. Müslümanların bir araya gelmesi, ya istifade etmek veya fayda vermek içindir. Bu ikisinden…

158. Mektup

Bu mektup, şeyh Hamid-i Bingali’ye yazılmıştır. Sâliklerin yaratılışlarına göre, yükseldikleri mertebeleri bildirmektedir: Sâliklerin yaratılışlarına göre, kemâl mertebeleri başka başka olur. Kemâl mertebelerinin dereceleri kemiyet yani sayı bakımından veya keyfiyet yani güzellik bakımından veya her iki bakımdan da, birbirinden ayrılırlar. Çok kimsenin kemâli, yani yüksekliği, (Tecellî-i sıfâtî) iledir. Başkalarının kemâli (Tecellî-i Zâtî) iledir. Her iki tecellînin…

159. Mektup

Bu mektup, Şerefeddin Hüseyin-i Bedâhşi’ye yazılmıştır. Merhum babası için sabır dilemektedir: Başa gelen belalar, sıkıntılar, her ne kadar acı ve üzücü görünür ise de, bâtına yani kalbe, ruha tatlı gelmektedir. Çünkü, beden ile ruh birbirinin zıttı, tersi gibidir. Birine acı gelen, ötekine tatlı olmaktadır. Yaratılışta duygusuz olan, bu ikisinin ters olduğunu ve hallerini, özelliklerini ayıramaz.…

Nakşibendi Yolunun Hususiyetleri Nelerdir?

Sual: Nakşibendi yolunun hususiyetleri kısaca nelerdir? Cevap: Nakşibendi yüksek yolu, kalbe ve mebde-i feyyâz olan Allahu tealaya tam teveccühten (bütün varlığı ile yönelmekten), nafile ibadetlerde ve me’lüfâtta (yemede, içmede, yatmada, giyinmede, insanlarla görüşmede) orta yolu korumaktan, vakitlerini zikir ve vird (günlük vazifeler, salavat, istiğfar, tesbih) ile değerlendirmekten ibarettir. Bu yolda tevbeden rıza makamına kadar olan…

160. Mektup

Bu mektup, kölelerinin en aşağısı olan bu fakire, yani [(Mektûbât)ın 1. cüzünü toplamakla şereflenen] Yar Muhammed Cedid-i Bedâhşi Talkani’ye yazılmıştır. Tasavvuf büyüklerinin üç türlü olduğu ve her birinin halleri bildirilmektedir: Tasavvuf büyükleri “kaddesallahü teâlâ esrârehüm” üç türlüdür: Birincilere göre, âlem, yani bütün varlıklar, Allahü teâlânın yaratması ile dışarıda vardır. Âlemde bulunan her şeyin özelliklerini de…

161. Mektup

Bu mektup, Mollâ Sâlih Bedâhşi Külabi’ye yazılmıştır. Tasavvuf yolunda ilerlemek, hakiki imana kavuşmak için olduğu bildirilmektedir: Sülûk konaklarını geçmek, hakiki imana kavuşmak içindir. Hakiki imana kavuşmak için, önce nefsin itminân hâsıl etmesi lâzımdır. Nefs mutmeinne olmadıkça, kurtuluş olamaz. Nefsin mutmeinne olması da, kalbin onu kontrol ve idare etmesi ile olur. Kalbin nefsi idare edebilmesi için,…

162. Mektup

Bu mektup, Hâce Muhammed Sıddîk-ı Bedâhşi’ye yazılmıştır. Mübarek Ramazan ayının üstünlüğünü ve Kurân-ı Kerîmin bu ayda indirildiğini ve hurma ile iftar etmenin müstehab olduğunu bildirmektedir: Allahü teâlânın Zâtının şuûnatından biri, kelam şanıdır. Bu kelam şanında, Zâtın bütün üstünlükleri ve sıfatların bütün şuûnları bulunur. Böyle olduğu, önceki mektuplarda bildirilmişti. Mübarek Ramazan ayında da, bütün iyilikler, bütün…